Hem milli takımın, hem de Beşiktaş’ın kaptanlığını yaptı.

21 Temmuz 1996’daki jübilesinde siyah beyazlı formayı çıkararak, profesyonel futbolculuk kariyerini noktaladı.

Varteks ile oynanan jübile maçında 20 dakika sahada kaldı. Hürriyet o günü haberinde şöyle anlatıyordu:

“Kaptan Rıza futbol yaşamını buruk noktaladı. Beşiktaş forması altında 20 yıl büyük başarılara imza atan Rıza’nın son gününde ne beklediği taraftar ne de Başkan Süleyman Seba vardı. O yine hırsı ile inancı ile ‘Atom Karınca’ lakabına yakışır formu ile veda etti.”

Türk futbolunun ikonlarından Turgay Şeren de Hürriyet’teki köşesinde şunları kaleme aldı:

“Milli takım ve Beşiktaş’ın uzun zamandır kaptanlığını yapan Rıza yalnız sporcu değil, aynı zamanda da bir beyefendi. O muhteşem Türk futbolcusunu şeref turu atarken ben basın tribününden gözlerim dolu dolu alkışladım ve uğurladım.”

RIZA ÇIKTI SERGEN ATTI

Çalımbay 20’nci dakikada sahadan çıktıktan tam bir dakika sonra bugün ismi yine Beşiktaş Teknik Direktörlüğü için anılan genç yıldız Sergen’in attığı golle jübile maçını Beşiktaş önde bitirdi.

Çalımbay’ın teknik direktörlük kariyerinde Beşiktaş ile yolu iki kez kesişti. İkisi de çok parlak geçmedi.

Son olarak büyük bir türbülansta olan Beşiktaş’ın çağrısı üzerine elini taşın altına soktu, yeniden kulübün başına geldi. Ancak işler hiç istendiği gibi gitmeyince bir gece yönetim açıklamasıyla görevden alındı.

Ebedi sevdası Beşiktaş’ın yeni yönetimi, ertesi gün beraber açıklama yapıp yollarını ayıracak kadar ince davranmadı Çalımbay için. O da sonraki açıklamalarında kırgınlığını hiç saklamadı. Ama kırgınlığının Beşiktaş’a değil, yönetimdeki isimlere olduğunu da vurguladı.

Hürriyet arşivinde Çalımbay’a yönelik bu kırıcı davranışa çok uygun bir habere rastladım.

42 yıl önce de tek başına
22 TEMMUZ 1996/18 NİSAN 1981

HASTANEDE BIRAKIP GİTTİLER

Sene 1981’di. Geleceğin yıldızı gözüyle bakılan Rıza Çalımbay henüz 18 yaşındaydı. Beşiktaş’ta A takıma yükselmişti. Genç milli takım formasıyla Avusturya’ya karşı maça çıktı. Maç Samsun’da oynanıyordu.

Maçın 40’ıncı dakikasında Avusturya milli takımının 7 numaralı formasını giyen oyuncusu, Çalımbay’ın bileğine tekmeyi koydu. Genç oyuncu önce yere devrildi ama sonra maçın sıcaklığı içinde acısını pek fark etmeden oynamayı sürdürdü. Devre arasında soyunma odasına gidildiğinde Çalımbay’ın bacağının davul gibi şiştiği görüldü. Doktor, “Evlat benim yapacak bir şeyim yok. Seni hastaneye götüreceğim” dedi.

Samsun Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Çalımbay’a “kemik ayrılması” teşhisi konuldu. O yıllarda futboldaki imkânlar çok da iyi değildi. ‘Maçı izlemeye gelen Bafralı bir doktor’, “Bir de ben göreyim” diye muayene etti. Onun teşhisi de bambaşkaydı. Ama genç yıldızın üç hafta hastanede yatması gerekiyordu.

Milli takım kafilesi İstanbul’un yolunu tuttu, Çalımbay Samsun’da tek başına kaldı. Ne federasyondan biri vardı yanında ne de milli takımdan.

Birkaç gün sonra Çalımbay tek başına Samsun’dan çıkıp İstanbul’a ailesinin yanına döndü. Bütün bu gelişmeleri Hürriyet muhabiri Celal Demirbilek’in 18 Nisan 1981 tarihli haberinden okuyoruz. Haberin başlığı da şöyle: “Beşiktaşlı Rıza’yı ne arayan var ne de soran.”

Haberde “Bileği davul gibi şişen genç futbolcuyu babası sırtında taşıyor” deniliyor. Hakikaten de fotoğrafta Çalımbay babasının sırtında.

Yukarıda aktardığım gelişmeleri anlatan Demirbilek haberini şöyle bitiriyor: “Baba Bektaş ise sağa-sola koşuşturup doktor arıyor. Eş dostun tavsiye ettiği doktorlara götürmüşler. Kimi damar çatlağı kimi çıkık kimi kırık kimisi de bertilme demiş. Ve babası sırtında hastane hastane dolaştırıyor oğlunu.”

Haberin fotoğrafının hemen altında ise şunlar yazıyor: “Daha düne kadar geleceğin yıldızı gözü ile bakılan Beşiktaşlı Rıza, Genç Milli Takım’ın Avusturya ile oynadığı maçta sakatlanınca hemen unutuluverdi. Fotoğrafta görüldüğü gibi onu babası sırtında götürüp getiriyor.”

Genç yıldızı Samsun’da tek başına bırakan federasyon, tedavisiyle de ilgilenmiyordu. Federasyon bir yana, formasını giydiği Beşiktaş da ortada yoktu.

Bu haber Hürriyet’in spor sayfasında kocaman yayınlanınca belli ki ortalık biraz karışmış, Beşiktaş hemen harekete geçmişti. Ertesi gün şöyle küçük bir haber vardı sayfada: “Beşiktaş Genel Kaptanı Mekki Başak, ‘Futbolcumuz Rıza’ya özel ilgi gösteriyoruz. Milli takımda ilgilenilmeyen Rıza, sürekli bakım altında. Tedavisi ile Prof.Alp Göksan ve masörümüz Necati ilgileniyorlar’ dedi.”

Demirbilek’in haberi sayesinde Rıza Çalımbay sıkı bir tedaviye alındı. İyileşip yeşil sahalara döndü, Beşiktaş’ın efsaneleri arasına ismini yazdırdı.

Ama aynı Beşiktaş, 42 yıl sonra Çalımbay’ı yine tek başına bıraktı.

Ateş Yalazan / Hürriyet