Futbol

“Acilin önü ambulans kaynıyor”

Akşam yazarı Alen Markaryan’ın yazısı…

Taraftarın tamamı yapılan transferleri uygun, güzel ve eksik görmekte... Birçok mevkiye ilaç, pansuman ve tedavi lazım...

Tabii doktor da, hastaya yer açıp tedavi edebilmek için hastaneyi boşaltmak gerekir diyor... Doğru mu? Doğru...

Kimler gitmeli? Amartey? Arabistan'dan takım buldular, gitmem dedi. Tamam, Rize'ye kiralayalım. I-ııh...

Tabii elin oğlu akıllı, bulmuş yağlı kapı, çöktü resmen... Chamberlain? Şu anda aldığı paranın daha azına teklifler var.

Giderim diyor ama aradaki farkı siz halledin diye de ilave ediyor... Colley? Birden fazla teklif olduğu doğru... Yalnız bunların hiçbiri resmi değil. Yönetim diyor ki işi resmiyete dökün... Demir Ege? Verilmesi doğru mu bilmem, lakin Alanya haricinde de birçok Anadolu kulübünün istediği doğru... Rebiç?

En kanamalı hasta o... Bütün parasını istiyor, şuradan da şuraya gitmem diyor... Odalardan birini en çok meşgul eden hasta Abu...

Hastane yönetimi de kararsız... Gitmeli mi kalmalı mı... Kararı aşk hayatında yüksek tecrübeli olanlar versin! Velhasıl, bu hafta sonu bizim için lig başlıyor! G.Saray'la kupa maçı var. Sonra da Samsun'da start tuşuna basıyoruz...

Eee! Acilin önü full. Ambulans gelse, eski İnönü'deki itfaiye girişinde bekleyen şoför gibi elli saat yer arayacak! Hal böyleyken ağır hareket etmemiz sıkıntılı. Evet doğru, 19. yüzyıl vebası gibi çözüm yoksa yakacaksın! Öyle yapmışlar zamanında... Yakacaksın gemileri, yakacaksın yorganı! Gitmiyorlar, yok yani...

Bir şekil gidecekler... Ki ben önüme bakayım. Üç senedir Kasım'da havlu atan takım var, Avrupa var. Aman abiler... Aman Fridel!

TAKIMIN ÇATISI 1, STADIN ÇATISI 2...
Takımın çatısını konuşurken stadın çatısına düştük! Çatı önemli... Bundan tam 10 sene evvel, bugün konuşulanları biz taa o zaman camiaya anlatmıştık ama...

Çatının demirinden tuncuna, formanın şortundan konçuna! Neyse! Biz buradayız, bir yere gitmedik Allah'a şükür... Stat ve tesislerden sorumlu sevgili Çağlayan Tual'le dost meclisinde bu çatı mevzusunu çok konuştuk...

Sıkıntıları dile getirdik... O da yönetim olarak çatıyla ilgili yaptırımlara başlayacaklarını söylemişti... Başlamışlar... İyi... Birinci ağızdan programa da çıkacaktık ama kısmet değilmiş... Başka zaman inşallah...

Konu mevzubahis olduğunda en önemli problemin çatıyla tribün arasındaki boşluğun öne çıktığını hep dile getirdik... Etkili ve yetkili kısımda, rüzgar sirkülasyonunun çok fazla olduğunu, o bahsettiğimiz ara kapanırsa çatının uçacağını bizzat söylediler...

Sevgili yöneticimiz de zaten verdiği röportajdan anladığım kadarıyla oraya önlem almış... Açılır kapanır portatif pencere... Yaptıkları iş sesi içeride tutmayı başarırsa harika olur... Böylelikle bir nebze sesin sahaya vurması sağlanacak...

Maç saatlerinde kapanacak, maç bitince açılacak... İnönü Stadı'nın yıkılıp (tarihi yanlış) yeni stat dillendirildiğinde çatının akıllı (!) olacağı söyleniyordu... Güneş enerjisi falan... Hey babam hey...

Yapımı hemen hemen aynı tarihlere gelen Trabzon stadının çatısına giden demirle bizim stada harcanan demir ağırlığının arasında dağlar olduğunu, ortaya konan paranın bir o kadar tezat oluşturduğunu eski bir yönetici anlatıyor mesela...

Yeni Türkü diye bir grup vardı, ne şarkılar yapıyordu bir ara değil mi? Neyse! Kapalı tribündü, çatıydı derken bir de şu alt tribün sorunsalına el atılaydı iyiydi... Heba oluyor, oluyoruz... Beşiktaş'ı Beşiktaşlılar yönetiyor madem, benim gibi az buçuk Beşiktaşlıların da söylediklerine kulak verilmeli bence, naçizane.

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }