Derbi öncesi bir de Lyon var ki artık başkaca sakat olmasın temennisi ile totem yapacağız.

Bu haftaki derbide ligin ilk sırasındaki Galatasaray ile ligin 2. Sırasındaki Beşiktaş oynayacak. 5-0’lık Süper Kupa maçı bir kriter değil. Zira Beşiktaş’ın erken form tuttuğu, Galatasaray’ın transferlerinin henüz oturmadığı bir döneme denk geldi. Skor tarihi olsa da asıl bu Pazar günkü maç Beşiktaş’ın ölçütü olacak.

Böylesine önemli bir maçta arka arkaya gelen sakatlıklar takımı eksik bıraktı. Kaleci Mert, Paulista ve Rachida şimdilik oynamayacağı belli olanlar. Derbi öncesi bir de Lyon var ki artık başkaca sakat olmasın temennisi ile totem yapacağız.

Sıkıntı takımın önemi oyuncularının sahada olmamasından öte aslında. Defalarca söylenen kadro derinliği konusunda adım atılmayınca, kulübeden gelecek ve maç kurtaracak topçu olmadan maç oynanacak. Oysa Galatasaray neredeyse bir 11 daha çıkaracak derinliğe sahip. Neyse, derbiler her zaman farklıdır. Bekleyip göreceğiz.

İlginç bir haftaydı.İlk yarıda gol atıp üstüne yatan ama bitirici vuruşlar yapamadığı için farkı açamayan bir Beşiktaş izledik. Rakip Konyaspor’du. Beşiktaş ise özellikle ikinci yarıda giderek yavaşlayan bir futbol sergiledi. Taraftar ‘haftaya da böyle oynarsak’ kaygısı ile stadı terk etti.

Cumhuriyet Bayramı için hazırlık yapılmıştı. Beşiktaş’ta genellikle koreografi işini taraftar yapar. Özellikle ‘Deve’ lakaplı Erol kardeşimizin yaratıcı işleri ile Beşiktaşlılar kendi göbeğini keser. Yani diğer iki ezeli rakibin taraftar grupları genellikle kulüp tarafından finanse edilen stat şovları yapar. Galiba bu defa kulüp organizasyonu ile Cumhuriyet Bayramı kutlaması gerçekleşti.

Bir başka yenilik ise lokantanın açılmasıydı. Stat yapıldığında, Divan ile yapılan anlaşma gereği açılacak lokantalar bu kurum tarafından işletilecekti. Rahmi Koç’un hamiliği yine devredeydi. Ancak bu lokantalar belediye bürokrasisinin anlaşılmaz engelleri nedeniyle bir türlü faaliyete geçememişti. Nihayet bu sorun çözüldü ve lokantalar açıldı. Hayırlı olsun.

Size bir sevgili arkadaşımdan söz etmeliyim. Cem Çobanlı bir Beşiktaş arkeologu gibi çalışarak çok nitelikli  işlere imza atıyor. Üstelik birkaç işten söz etmiyoruz. Tam 14 farklı projeden oluşan  bir çalışma sürdürüyor. Son eseri ise “Halkın Takımı Beşiktaş, A’dan Z’yeher şey’ başlığını taşıyor. Beşiktaş tarihinin bilinmeyen kilometre taşlarını, Cem Çobanlı ile gezmek çok ama çok keyifli. Çünkü ciddi bir araştırmacı rehberliğinde Beşiktaş’ın bilinmeyen bir çok olay/istatistik ve anıyı okuma şansı yakalayabilirsiniz. Cem, zorlu bir dönem yaşıyor ve sağlığını ve Beşiktaş’ı ihmal etmiyor biz de hayranlıkla her iki çabasını izliyoruz.

Kulüpte görevli olduğum dönemde bir Beşiktaş Yayınevi kurulması için epey bir ter dökmüştük. Gerçekten de özellikle son 7-8 yılda çok iyi Beşiktaş kitapları ve monografileri çıktı. Bunların ‘Beşiktaş Yayınları’ndan çıkması ne güzel olurdu. Ama olmadı. Biz kulüpten uzaklaştık, projede ağzımızdaki kekremsi tat ile kadük oldu. Keşke yönetim ‘durumdan vazife çıkarsa’ projeyi hayata geçirse, olmuyorsa da kartal yuvalarında Beşiktaş ile ilgili kitapları satsa, çocuklar ve genç kuşaklara Beşiktaşlılık bilincini kazandıracak bu adım aynı zamanda yazarlarına gösterilen saygı ve özenin göstergesi olurdu.

T24/Rıdvan Akar