Beşiktaş uzun süre sonra ligde deplasman maçı kazandı. Belki süper oynamadı ama özellikle orta sahada uzun zamandır en dengeli oyununu oynadı. Gedson-Oxlade-Mario üçlüsü birbirlerini tamamlayan cinsten oynadılar. Özellikle Mario, sol kanatta süründüğü maçların aksine kariyerinde en çok ve en iyi oynadığı yer olan merkez orta sahada pas organizatörlüğünü çok iyi yaptı.

İlk yarının en iyisi ise Masuaku’ydu. Sadece Beşiktaş’ı öne geçiren golün asistini harika bir uzak direğe muz orta ile yapmakla kalmadı; o zaten en kötü oynadığı maçta bile iyi yapabildiği cinsten bir şey. Masuaku, Sivas’ta 4 maç öncesine kadar Beşiktaş’ta en kötü yaptığı şeyi yani savunmayı iyi yaptı, hele skor 0-0’ken maçın ilk çeyreğinde Sivasspor’un geliştirdiği en tehlikeli akında yaptığı başarılı son adam kademesi çok iyiydi ve Beşiktaş’ın bu zorlu şartlarda 1-0 yenik duruma düşmesini engelleyerek skor tabelasına çok değerli bir katkı daha yapmış oldu.

Masuaku’nun zaten son 4 maçtır yükselen bir performansı var. Şimdi “Zaten performansı o kadar düşmüştü ki bir zahmet yükselsin!” diyeceklere baştan “Evet haklısınız” cevabını veriyorum ve maalesef yine Beşiktaş’ın en kötü performans sergileyen oyuncusunun Immobile olması gerçeğiyle yüzleşme zamanı geldi de geçiyor diyorum.

“Masuaku bu sezon belli sayıda maç oynarsa sözleşmesi ototmatik uzuyor” diyenler var ve çoğu güvenilir kaynaklar. Eğer bu yüzden iyi oynadıysa yeni sözleşmeye taksimetre misali bonus eklemek gerek. Asist ve gole eşit miktarda bonusun yanı sıra bu maçtaki gibi rakibin golünü engelleyen başarılı defansif müdahaleler de bonus kapsamına girebilir ama bir şartla; Kasımpaşa maçındaki gibi topu gereksiz eveleyip geveleyip ekstra gol yenilmesine sebep olacak pozisyonlar için de eksi bonus maddesi olmalı.

Transferde Masuaku’nun alternatifi olarak yazılan Reguilon, Real Madrid apoletli olsa da bu oyuncu ne Tottenham ne de Manchester United’da dikiş tutturabildi, bir kere ofansif açıdan kesinlikle Masuaku’dan daha iyi değil, defansif açıdan Masuaku’dan daha iyi olabilir ama defansif açıdan Masuaku’dan daha iyi olan en az 100 sol bek daha var ve Reguilon’un istediği maaşın maksimum yarısına oynarlar. Yani bu ofans-defans-maaş dengesine göre sol bekteki kararı Solskjaer ve Moe vermeli.

Immobile meselesi de Beşiktaş’ın içinde bulunduğu mali durum göz önünde bulundurularak halledilmeli. Immobile çok saygıdeğer bir kariyeri olan, belli oyun tarzlarında Süper Lig’de iş yapabilecek bir forvet ama Beşiktaş performansı özellikle son 10 maçtır çok verimsiz. Hele aldığı maaşa göre verimliliği düşük ötesi kalıyor.

Solskjaer, Oxlade’de ısrar etmesinde gördüğümüz gibi her oyuncusunu kazanmaya çalışıyor. Ancak Immobile takımın kalanıyla çok uyumsuz ve Sivas deplasmanında da Mario-Gedson-Oxlade üçlüsünün topa sahip olarak kısa paslarla Beşiktaş lehine oyun üstünlüğü tesis ettiği dakikalarda oyun akışını bozan cinsten pas verme ve alma yani pozisyon hataları yaptı.

İki stoper arasından yükselip kafa vurmak yerine topu göğsüne almaya çalıştığı pozisyon da hem fiziksel açıdan eksikliğinin hem de takımın kalanıyla uyumsuzluğunun altını çizen cinstendi. Solskjaer’in Mustafa Erhan ve Fahri’yi kanat forvet olarak denemesi güzel bir sinyal. Kendisi de o yaşlarda Norveç Milli Takımı ve Manchester United’da Flo, Iversen, Andy Cole gibi daha net santrforların kenarında kanat forvet golcü olarak oynardı, sonradan sadece net bir süper yedek santrfor oldu. Mustafa Erhan’ın direkten dönen şutu öncesi driplingi kaliteli, top sürme hızı umut vericiydi.

Aroyo dışında da kanat forvet alınsa çok iyi olur ancak U-19 seviyesinde santrfor oynayan Mustafa ve daha çok ofansif merkez orta saha oynayan Fahri’nin kanat forvette ışık vermesi 4-2-3-1/4-3-3’lerin A planı olduğu takımda kadro derinliği açısından ekstra değerli.

Sivasspor, Twente ve Beşiktaş’ı zorlayan diğer rakiplerin aksine organize bir hücum pres yapmadığı için bu kez merkezde 2 solak hamle stoperiyle oynatmak Beşiktaş’ın başını ağrıtmadı ama bir üst kalite takım omurgası için sağ ayaklı lider stoper veya sezonun kalanında Gabriel’i hiç sakatlanmadan kullanacak bir formül bulmak şart. Sonuçta Kırklareli maçını saymazsak son 22 maçın 16’sında Beşiktaş 2 solak hamle stoperi ile oynarken 6 galibiyet alabildi ve uzun zaman sonra deplasmanda bir lig maçı kazandı.

Yönetimin gerekli takviyeleri gerçekleştirmek için ne kadar çaba sarf ettiğini yakından gören birisi olarak camiaya, taraftarlara tavsiyem anonim atmasyon hesapların veya hala utanmadan sıkılmadan kendini rezil hissetmeden yalandan süper yıldız transferleri yazanları rezil edin, ezin, afişe edin, birbirinize raporlayın çünkü son 5 başkana da yönetime de bu pisliği yaptılar.

Bunların küçük beyinlerinde yaptığı tam olarak 5. Kol Faaliyeti’dir. 5. Kol Faaliyeti, senden görünüp düşmana hizmet etmektir, açın İspanya İç Savaşı’ndan okuyun derim. Futbolca özeti ise X kişisi önce “Beşiktaş süper yıldız transferi yapacak” diye yalan sıkıp takipçi toplar sonra yalan haber gerçekleşmeyince hiç utanması olmadığı için “Zaten bu yönetim beceremez ki” diye nifak sokar. Bunları yaparken de sözde en kral Beşiktaşlı kıyafetine bürünür halbuki kıyafetin altındaki Beşiktaş’a düşman kımıl zararlısıdır.

Bunları camiadaki etki alanından defedin! Bunlar, bu soğukta o saatte sporcu sağlığına gram değer vermeden zorla maç oynatan Türk futbolunun gelişiminin önündeki en büyük takoz olan müesses nizamın köle ruhlu aparatları, beş para etmez piyonlarıdır. Her piyon gibi kaderlerinde dışarı atılmak vardır, bunları önce Beşiktaş etki alanından sonra da Türk futbolumuzdan defedelim, güneş görmüş fok balığına çevirelim.

Sondan bir önceki sözüm de sana Ali Şansalan denen hakem kıyafeti giymiş şahıs! Senden hakem olursa benden bu yaştan sonra Taylor Swift olur. Gerçekten de dışarıda “Ben hakemim, gururlu insanım” diye gezebiliyor musun? Maçın sonunda Mario penaltı atacakken önce senin kafana gözüne buzlaşmış kar toplarından atıyorlar, cesaretin olmadığı için penaltı atılırken durman gereken yerde bile duramıyorsun.

Hadi kendini sağlığı önemli bir insan olarak saymıyorsun da Mario milyonlarca Beşiktaşlı için sağlık açısından önemli birisi. Oyuncunun kafasına, penaltı noktasına buzdan kartopları yağıyor sen zorla penaltıyı attırıyorsun bir de utanma sıkılma duygusundan yoksun olduğun için insani reaksiyon gösteren Mario’ya sarı gösteriyorsun. Sana ne desem boş!

Son olarak yıllarını Sivasspor’a vermiş Ziya’ya çok geçmiş olsun, yere düştükten sonra oyundan erkenden çıkmasına sebep olacak şiddette geçirdiği fiziksel travma tamamen zorla o saatte o zeminde maç oynattıranların sorumsuzluğundan. Biraz futboldan anlasalar, yıllardır Sivas’ta en çok oynayan Ziya’nın bile bu şartlardan mağdur olduğunu kabul eder, utanırlardı!

Sportz/ Ali Ece

Hbr1903

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..