Türkiye Ligi’nde Burak sakatlanıp çıktıktan sonraki Beşiktaş hücum hattından daha iyi hücum hattına sahip olan en az 6 takım sayabilirsiniz. Aralarında göreceli olarak birkaç maçtır iyi oynayan Lens’in Gökhan Gönül çıkınca sağ beke geçmek zorunda kalması ise kadro yapılanması fiyaskosunda zurnanın son deliği gibi! Atiba ve Elneny yerine Julio Alves ve Sellami, sol bekte Seriç, kalede takımdan ayrılan ‘sözde Alman sözde kaleci’ olsa, Boateng yerine de Tomas Jun oyuna girse al sana 1984-2020 arasında benim gördüğüm en kötü Beşiktaş 11’i!
Sergen hoca haksız değil
Oyuncuyu çalıştırıp, geliştirme konusunda teorik açıdan Uğur Meleke haklı olsa da pratikte şu anda Beşiktaş’ın sözleşmeli oyuncularının bazılarını ne kadar çalıştırırsan çalıştır onlardan Beşiktaş ideal seviyesinde oyuncu olamayacağı konusunda Sergen Yalçın da kesinlikle haksız değil. Şöyle açayım: Fazıl Say, blok flüt bile çalamayan adamlara ne kadar Fazıl Say seviyesinde piyano çalmayı öğretebilir ki? Misal, Atiba çalışarak 37’den sonra bile oyun repertuarını geliştiriyor. Atiba iyi futbolcu olmanın da ötesinde o kadar güçlü bir karakter ki 17-45 arasındaki berbat oyuna karşı adeta tek kişilik bir isyan başlattı.
Böyle hırs yapacaksa...
Herhalde takım arkadaşları Atiba’dan da utanıp ikinci yarıya daha az kötü başladılar. Lens bekten gelip bir şekilde hücuma katkı yapmaya devam etti. Boateng santrforda fizik gücü yettiği kadar katkı verirken arkasındaki üçlünün ortalama seviyesi uzun süre evlere şenlikti! Neyse ki Güven son bölümde iki kez arka direğe doğru koşu yaptı, birinde golünü attı. Böyle hırs yapıp golü kovalayacaksa her hafta kilo fazlası mı karın kası fazlası mı tartışması devam etsin! Son sözüm yönetime: Skorlar bir yana, kadro yetenek seviyesi bu kadar sınırlıyken ve finansal açıdan kulüp tarihinin en zorlu dönemindeyken Beşiktaşyönetiminin TFF son dakika golü olan yabancı sınırına kolayca razı olmaması gerek!