Neyi yazacaksın? Beşiktaş’ın Hatay deplasmanında iki puanı nasıl yitirdiğini mi yoksa bir puanı nasıl kurtardığını mı? Tereddütsüz ‘yürü git’ derler adama! ‘Karmakarışık’ dönemden geçen Beşiktaş’ta gündem futbol takımının sahada alacağı sonuç değil yakın geleceğin kulübe neler getireceği elbette ki…
‘Kahin’ de değilim ‘falcı’ da! Ancak üç zamana kadar Beşiktaş’ta olumlu gelişme yaşanmasının zor olduğunu söylemek için ‘medyum’ olmaya gerek yok. ‘O haklı, bu haksız, şu doğruyu söylüyor, onlar yalan söylüyor’ söylemleri bıktırdı, hatta usandırdı. Tabii ki sorulması ve yanıtlarının alınması gereken sorular biriktikçe birikti orası ayrı. Hatayspor maçını izlerken bir kaçı da benim aklıma takıldı…
Hasan Arat yönetimi göreve gelir gelmez beş yabancı futbolcu kadro dışı bırakılmıştı, ki bana göre içlerindeki en önemli elamanlar Valentine Rosier ile Rachid Ghezzal’dı. Neden? İki isim uzun süre sağ kanadı gayet başarılı kullanmış ve senkron tutturmuşlardı. Efendim, Rosier takım arkadaşlarına ‘oynamayın’ demiş-miş de ipler bu nedenle kopmuş. Onları kadro dışı bırakan kişinin düzenlediği basın toplantısında söyledikleri Beşiktaş’a daha mı az zarar verdi? Sadece gülerim… Beşiktaş uzun süredir ‘çakma’ kanat oyuncularıyla başarılı sonuçlar almaya çabalıyor ve doğal olarak alamıyor. Valentine Rosier ile Rachid Ghezzal ikilisi Hatayspor karşısında sağ kanatta görev yapsaydı ne olurdu? Milot Rashica bir daha Beşiktaş formasını giyme olanağı bulamazdı. Ama birisi onları gönderip yeni transferler yapmak istedi, transferleri kendisi yapamayınca da ortalığı birbirine kattı! Hani ‘iğrenç ötesi’ bir özdeyiş vardır; Bal tutan parmağını yalar. Sadece yalamanın getirisini Beşiktaş’ın başına neler açtı neler ve daha neler açacak belirsiz!..
Takımı, futbolcuları ve rakibi tanıyan Serdar Topraktepe, kendisine göre ideal kadroyu sahaya sürdü ve sonuç bu kez hüsran olmasa da ‘yine bana hasret düştü’ oluverdi. Son günlerde kaç kez yazdım anımsamıyorum ama bu son; bu oyuncular Beşiktaş aşkı için gelmediler Türkiye’ye. Onlar ‘futbol lejyonerleri’ ve parasını verip oynatabilirsin, para yoksa futbol da yok…
Beşiktaş’ı bu duruma getirenler utansın dersem liste epey uzar. Hasan Arat’ı tek başına suçlayamam zira ekibi genişti. Hey sen yönetim kurulundaki dolgun maaş için susan eleman sana sesleniyorum, duyuyor musun? Senin o paraya gereksinimin mi var? Nerede kaldı centilmenliğin, efendiliğin? Hala o koltukta utanmadan oturuyorsan senin sorunun!
Mersin’deki maçı anlatmak çok yersiz geldi. Rıza Çalımbay’ı gördünüz mü? Hatayspor’un attığı golden sonra suratının şekli hiç ama hiç değişmedi. Hasan Arat ve yönetiminin ve de eski takım arkadaşlarının ona göstermediği saygıyı Beşiktaş taraftarı fazlasıyla göstermeli hem de tüm zamanlarda. Ez cümle Beşiktaş haftalar sonra bir puan kazandı yabana atmamak gerekli.
Artık diyalog yok monolog var. Hüseyin Yücel ve yakın arkadaşlarını zor günler bekliyor. ‘Güzel günler göreceğiz çocuklar’ masaldan ibaret. Her geçen gün daha kötü şeyler görüyoruz hem saha içinde hem yaşamda. Futbolla ilgisi olmayanlar dahi bu gerçeği kabullendi şimdi sıra Beşiktaş taraftarında.
Bu arada teknik direktörlük için İbrahim Üzülmez ile görüşme yapıldığı haberi dilerim spekülasyondan ibarettir. Hüseyin Yücel böyle bir hata yaparsa Serdar Topraktepe’nin yerinde olsam Ümraniye’ye benzin döker yakarım!..
Asena Özkan/T24