Bu maça kadar Galatasaray ligimizin duran toplardan açık ara en çok gol atan takımıydı. 27 golün 11'ini bu tür organizasyonlardan atmıştı. Beşiktaş karşısında da bunu tekrar etti. Daha doğrusu Beşiktaş çok ortada olan bu istatistiklere rağmen aynı şekilde goller yiyerek bile bile lades dedi. Galatasaray çift santrfor olarak Osimhen ve İcardi ile oynamaya çalıştı. Ancak çok arzu ett-i ği seviyeye ulaşamadı. Birçok derbide olduğu gibi Beşiktaş, 11'in içinden performans olarak hiç kimseyi öne çıkaramadı. Fakat bireysel bazı performanslar maçın sonucu belirledi. G.Saray adına sahanın en iyisi Sanchez'di. Galatasaray'ı ayakta tuttu. Bir diğer isim de Osimhen'di. Attığı golle Beşiktaş'ın gardını düşürdü.
Beşiktaş adına bir şeyi bir kez daha tekrar edelim. Gedson-Rafa-Immobile merkez dizilişini bozduğunuz zaman Beşiktaş'ın oyunu da ciddi ölçüde bozuluyor. Mario'ya orta alanda şans bulma adına Silva'yı sürekli kenarda oynatmak Beşiktaş'ta zafiyet yaratıyor. Bu tür maçları tempo olarak dördüncü viteste oynamanız lazım. Mario, ikinci vitesten üçüncü vitese geçemiyor. Vasat performanslarda da Mario elbette yalnız değildi. Semih, Immobile ve Cher Ndour'u da ilave edebiliriz.
Beşiktaş yüzde olarak daha fazla topa sahip oldu ama oyun etkinliğine ortak olamadı. Bu maçta ağızlarda tat bırakan tek şey, Muçi'nin harika golüydü. Beşiktaş, rakibinin çok etkili duran top kullandığını bilmesine rağmen bu tuzağa düşerek yenilgiye razı oldu. Bir cümle de hakeme söylemek istiyorum; Arda Kardeşler ilk yarıda özellikle verdiği ve vermediği kararlarla maça etki etti.
Sabah/ Ali Gültiken