Fatih Doğan, Beşiktaş gündemini duhuliye.com'a özel değerlendirdi:

Beşiktaş, Türkiye’nin en eski, en büyük ve köklü camiasıdır. Ama son dönemlerde Beşiktaş’ı yönetmeye talip olanlar, yönetenler hedefe yoğunlaşma konusunda sıkıntı yaşıyorlar. O yüzden Beşiktaş’ı yönetmeye talip olacak başkan ya da göreve gelecek başkan ve yöneticiler birlik ve beraberlik içinde olmalı. Eğer bu birlik ve beraberlik sağlanırsa camiada oluşan kavga ortamı oluşturulan kaos ortamına son verilirse, o zaman Beşiktaş hedeflerine ulaşır. Beşiktaş’ın sorunları yeteri kadar büyük ama halledilemez değil. Sorunlar halledilemez düşüncesine kapılmakta en büyük yanılgı olur.

Beşiktaş’ın başkan adayları takımın gücünü ve hedeflerini doğru kanalize edebilirse dinamiklerini hayata geçirip borçlarını kapatır, hedeflerine de ulaşır. O yüzden sayın Serdal Adalı ve Hüseyin Yücel’in öncelikli hedefi, planı, projesi her şeyden önce camiadaki nifak tohumlarını, kavga ortamını, gerilimi bitirmek olmalı.

Beşiktaş kendi içindeki kavgaları, sosyal medyada taraftar arasındaki bölünmüşlüğü, camia içindeki insanlar ve yöneticiler arasındaki bölünmüşlüğü ya da yaşanan sıkıntıları ortadan kaldıramazsa rakiplerine karşı mücadele etme konusunda istediği gücü bulamaz.Beşiktaş kendi sıkıntılarıyla uğraşmaktan rakiplere sıra gelmez. O yüzden Beşiktaş taraftarının, camiasının özlediği başarılara rakipler karşısında güçlü bir şekilde mücadele veremez. Beşiktaş için ne transfer ne de başka bir şey; Beşiktaş başkanlarının öncelikli hedefi camiada huzuru, birlik beraberliği sağlamak sonra içerdeki huzuru sağladıktan sonra maddi-manevi ve sportif alanlara yönelmektir. Benim Beşiktaş’a bakış açım değişti, geçmişte de bunları söylüyordum. Ama şimdi birincil nokta birlik ve beraberliğin sağlanması gerekiyor.

Beşiktaş’ın 50 milyon euro borcu yok. Beşiktaş’ın bugün 12.5 milyar hatta 15 milyara dayanan bir borcu var. Bu da Beşiktaş’ın borcunun yaklaşık 450 milyon dolar bandına yaklaştığını gösterir. 450 milyon dolar borca yaklaşma durumunda bu da böyle giderse faiz yüküyle beraber 500 milyon dolarlar veya euro seviyesine çıkacağı işin uzmanları tarafından ön görülüyor. O yüzden hesapları, borçları küçük göstermek ya da yükümlük gibi göstermenin Beşiktaş’a bir faydası yok. Gerçekleri hep söylüyoruz. Herkes Beşiktaş’ın 5 milyar borcu var derken biz çıkıp 12.5 milyar olduğunu dile getirdik. Bu önümüzdeki süreç içerisinde yıl başına kadar artacak, Mayıs ayına kadar 14.5 milyarı aşacak belki de 2025 yılı sonu itibariyle zapturapt altına alınmaz ve kontrol edilmezse ya da çeşitli kaynaklar sokulmazsa borcun daha da yukarıya yani 15-17 milyar tl seviyesine çıkması bekleniyor. Bunun da mutlaka yönetenler tarafından çözüm önerileriyle birlikte zapturapt almasında fayda var.

Beşiktaş başkan adaylığında iki adayında iddialı isimler olduğunu düşünüyorum. Sayın Serdar Adalı’da sayın Hüseyin Yücel’de başkan adayı ve ikisi de yapı ve tarz itibariyle yıldızlarla çalışmayı, birkaç takviye yapmayı öngören isimler. Çözümler tartışılabilir.

Belki başka bir aday çıkıp hiç transfer yapmayacağım, elimdekilerle yetineceğim diyebilir ama hem Adalı’nın hem de sayın Yücel’in ikisinin de devre arasında 2-3 transfer yapacağını ve takımın başına yeni bir teknik direktör getireceğini düşünüyorum. O yüzden ilk defa bu anlamda 2 adayın da benzeştiğini düşünüyorum. Hatta kamuoyunda beni arayan çok insan var acaba sayın Serdar Adalı ve Hüseyin Yücel birleşir mi? Birisi başkan olur diğeri Başkan Yardımcısı olur böyle bir anlaşma olur mu? Böyle birleşme olur mu? diye. Bundan tabii ki camiada önerenler düşünenler var evet değerlendirilebilir ki adaylar değerlendirilir. Ama seçim sathına girilmişken ben hem sayın Serdal Adalı'nın hem de sayın Hüseyin Yücel’in 29 aralığa kısa bir süre kalmışken böyle birleşmeyi çok yakın bir ihtimal görmüyorum. Olsa daha iyi olur. Fikir, güzel fikir ama bu dakikadan sonra 2 adayı da çevirmek ya da bir çatı altında toparlamak zor gibi gözüküyor. Çünkü herkes oklarının germiş, hedefe kitlenmiş durumda. Batı'dan sonra çekmek hem onlar için kolay olsa bile onlar için kolay gelse bile birlikte yürüdükleri isimler genelde bu tür rekabet isterler birleşmeye çok sıcak bakmazlar.

Her birleşmede 2 taraftan da iyi günler oyun dışı kalacağı için 2 adayın da bu süreci kendi listeleriyle kendi ekipleriyle geleceği olasılık gözüküyor. Aksi bir yapı olursa da şahsen memnun olacağım bir sürpriz olur.