Fenerbahçe, maç 11’e 11 oynanırken daha üstün olan taraftı. Sarı-Lacivertliler’in santrforu Muriç’in kontrolsüz hırsı nedeniyle kırmızı görüp atılmasından ilk yarı sonuna kadar ise sanki Beşiktaş 10 kişi kalan tarafmışçasına daha da etkisiz oynadı. Fenerbahçe, ilk yarıda tam 14 şut atarken ilk 45’te Beşiktaş’ın tek iyi performans gösteren oyuncusu genç kalecisi Ersin’di. İlk yarıda 3 kritik kurtarış yapan genç eldiven, geçen haftalara göre ayaklarıyla top kullanımı dalında da ekstra çalışmasının farkını gösterdi.
Oyuncu değil oyunu değiştirdi
Sergen Yalçın, ikinci yarıya oyuncu değil, oyunu değiştirerek başladı: 1 kişi fazla oynarken oyun üstünlüğünü kurmak için mutlaka yapmanız gereken iki şey vardır. Yerden kısa seri paslarla oyun kurmak ve üçüncü alana geçince rakibin bir kişi eksikliğinden faydalanmak için oyunun yönünü hızlı şekilde değiştiren diyagonal paslar atmak. Beşiktaş, perdeyi açan golü tam da böyle attı. İkinci gol ise klasik bir Beşiktaş korneri ile Gökhan Gönül golü oldu. Defalarca kornerlerde ön direğe gidince etkili olan Gökhan Gönül’ü boş bırakan savunmanın ve kapattığı direk dibinden gol yiyen Altay’ın ortak hatasıydı.
Yüksek kalite ihtiyacı var
Boateng halen iyi bir oyun aklına sahip ama fizik kondisyon seviyesi çok düşük: Şarj edilir edilmez kalan şarjı yüzde 49’a düşen eski model pahalı bir cep telefonu misali. Yerine giren Diaby ise aksine donanımı yüksek kalitede olmasa da şarjı hiç bitmeyen ortalama bir telefon misali. Sergen Yalçın’ın bir dahaki sezon daha da başarılı olması için şarj kapasitesi daha yüksek ve daha yüksek kalite donanımlı oyunculara ihtiyacı var. Fenerbahçe’de teknik donanım ve şarj çelişkisi en büyük sorunlardan bir tanesi: Emre ile beraber 10 kişi oynayan Fenerbahçe’nin de şarjının bitmesi maçın skorunda belirleyici oldu.