Beşiktaş’ın geçen sezon sonunda hem yaşları hem potansiyelleri hem de performansları itibarıyla iki önemli değeri vardı: Semih Kılıçsoy ve Ernest Muçi. Buna karşın bu sezon iki oyuncu için de çok parlak başlamadı. Önce EURO 2024’te Türkiye ve Arnavutluk takımlarında süre bulamadılar (özellikle Semih’in A Millî Takım’da oynayamaması üzerinden çok fazla spekülasyon da yapıldı). Ardından Beşiktaş’a döndüklerinde kadro içindeki konumlarının geçen sezonki kadar anahtar bir rolde olmadığını gördüler.
Bunda da Beşiktaş’ın yaz transfer dönemindeki iki büyük hamlesini bu iki oyuncunun mevkisine yapmasının doğrudan payı vardı elbette. Ciro Immobile ve Rafa Silva’nın takıma katılmaları, Semih ve Muçi için iki anlama geliyordu: Ya kendilerine başka bir mevki bulacaklardı ya da süreleri ciddi olarak azalacaktı.
Nitekim Muçi sezona neredeyse hiç süre alamadan başladı. 10 numaradaki yerini beklenildiği gibi Rafa Silva almıştı. Kanatlarda da Milot Rashica ve Semih oynuyordu. Süre bulabilmek için sol kanatta kendini göstermek zorunda kalan Semih ise açıkça zorlanıyordu. Bu yüzden bir müddet sonra Semih yedek kulübesine çekildi, yerine önce yeni transfer Joao Mario, ardından Muçi oynamaya başladı. Ama o da ilk 11’de oynadığında beklentilerin altında kalıyordu, hatta fena oynamadığı bir Eintracht Frankfurt maçında taraftarların ıslıklı protestosuna maruz kalmıştı.
Takımda Rashica dışında orijinal bir kanat oyuncusu olmadığından, o bölgeye transfer edilen Joao Mario ve Can Keleş ise beklentilerin altında kaldığından, Semih ve Muçi kanatlarda harikalar yaratmasa da Van Bronckhorst tarafından kullanılmaya devam ettiler. Nitekim Muçi ligdeki son iki maçında da takımının tek golünü atarken, Semih de 90 dakika sahada kaldı.
İLK KEZ SANTRFOR BAŞLADI
Dün akşam ise Immobile’nin sakatlığı ve Van Bronckhorst tarafından düne kadar İtalyan golcünün ilk alternatifi olarak görülen 17 yaşındaki Mustafa Erhan Hekimoğlu’nun şans bulduğu maçlarda tatmin edici bir performans gösterememesi nedeniyle Semih bu sezon ilk defa bir maça santrforda başladı. Muçi ise sağ kanattaydı.
Arnavut oyuncu sol kanada kıyasla daha zorlandığı sağ kanatta yine silik bir performans gösterdi. Semih ise ilk yarıda etrafıyla bağlantı kurmakta güçlük çekse de Malmö’nün 1.90’ın üstündeki iki stoperi Pontus Jansson ve Nils Zãtterström ile iyi boğuştu. Bilhassa Premier Lig tecrübesi de olan Jansson ile girdiği fiziksel mücadelelerin çoğundan galip ayrıldı.
İkinci yarıdaysa kendisine doğru atılan uzun topları çok daha iyi kontrol etmeye ve bu topları takım arkadaşlarıyla buluşturmaya başladı. Semih’in iyi yaptığı bu bağlantı işleri sayesinde Beşiktaş oyunun birçok bölümünde rakip yarı sahaya yerleşmeyi başardı. Siyah-beyazlılar, Immobile ile bunu neredeyse hiç yapamıyordu. Özellikle Al-Musrati’nin sakatlığı sonrasını formasını Cher Ndour’a kaptırdığı dönemde geriden oyun kurmakta zorlanan siyah-beyazlılar, baskı yediği anlarda uzun toplarla çıktığında Immobile’den de faydalanamadığından ötürü, bu hem hücumdaki üretkenliklerini düşürüyor hem de rakip takımlardan daha fazla atak yemesine neden oluyordu.
RASHICA VE AL-MUSRATI'NİN DEĞİŞTİRDİKLERİ
Bu anlamda Semih’in en uçta oynaması dün akşam Beşiktaş’ı fazlasıyla rahatlattı. Musrati ve Rashica’nın oyuna girdiği 72. dakikadan itibaren ise siyah-beyazlıların hem oyun üzerindeki kontrolü hem de hücumdaki akışkanlığı gözle görülür biçimde iyileşti. Rashica’nın sağ kanada geçmesi, Muçi'yi de daha rahat ettiği sol kanada gönderdi. Kosovalı oyuncunun sağ çizgiden oyunu genişletmesi, arkasındaki Jonas Svensson’un iç koridor bindirmelerine alan açarken, Musrati de oluşan boşlukları geriden çok iyi görmeye ve işlemeye başladı. Ayrıca onun merkez ikilideki varlığı, Gedson Fernandes’in de daha güvenli bir şekilde hücuma katılmasını sağladı.
Nitekim önce Rashica’nın kanattaki varlığı sayesinde sağ iç koridora sızmayı başaran Svensson’un uzak köşeye ortasını Muçi usta işi bir tek vuruşla gole çevirdi, ardından Semih kendisine atılan bir uzun topu arkasındaki Jansson tarafından çok sıkı bir şekilde marke edilmesine rağmen önce dizinde çok iyi yumuşattı, sonra harika bir dönüşle yere oturttuğu Jansson’dan kurtuldu ve sonunda iki Malmö oyuncusunun arasından uzak köşeye çok temiz bir vuruşla topu ağlara yolladı.
Son saniyede bir savunma hatası fark yeniden bire inse de sonuç değişmedi ve Beşiktaş, 2016-17’den bu yana bir Avrupa Ligi sezonunda ilk kez üst üste iki galibiyet aldı.
KIRILMA MAÇI
Malmö maçı, Beşiktaş için sezonun kırılma maçlarından biriydi. Süper Lig’de üst üste kaybedilen iki maçın ardından bu maçtan da puansız ayrılmak, çok kötü bir sezonun ardından siyah-beyazlılar için pek çok travmayı tetikleyebilir, yeni takımı ve teknik direktörünü hayli zor bir durumun içine atabilirdi. Beşiktaş dün akşam kazanarak bu olasılıktan kurtuldu.
Öte yandan Avrupa Ligi lig aşamasında ilk 24 takım arasına girebilmek için en az 10 puan toplamak gerek gibi görünüyor. Siyah-beyazlıların son üç maçının (Bodo/Glimt, Athletic Bilbao ve Twente) daha zor olduğunu düşünürsek, kendisini bir üst tura atabilmesi için de içerdeki Malmö ve Maccabi Tel Aviv maçlarını mutlak surette kazanması gerekiyordu. Dün akşam bunu başardı.
IMMOBILE DÖNÜNCE NE OLACAK?
Bu galibiyetin ardından ise Beşiktaş adına bazı gerçeklerin iyice meydana çıktığı söylenebilir. Birincisi; Rashica’nın takım için önemi sanılandan daha büyük. Aynı şekilde Musrati de her ne kadar sezon başındaki performansıyla tartışmalı bir konumda olsa da toplu oyundaki kalitesiyle orta sahada fark yaratabiliyor. İkincisi ise Semih, santrforda Immobile’den daha faydalı.
Elbette takımın en çok maaş kazanan iki oyuncusundan birini yedek kulübesinde oturtmak Van Bronckhorst için kolay verilebilecek bir karar değil. Ancak Immobile’nin sakatlığının geçmesinin ardından Semih’i yeniden sol kanada çekmek de iyi bir karar olmayabilir. Bunun yerine yeni bir diziliş, örneğin 3-1-4-2, Semih ve Immobile’yi aynı anda kullanmayı mümkün kılabilir. Elbette Rafa ve Muçi’yi de…
Beşiktaş çok kötü bir sezonun ardından neredeyse tamamen yıkılıp yeniden yapılan toplama bir takıma sahip. Birçok zayıflığı, yetersizliği, yapısal sorunları var. Bunları kapatabilmek için teknik direktörünün pragmatik çözümler bulması, tabiri caizse icatlarda bulunması gerekiyor. Aynı mevkileri dolduran iki büyük tecrübe Immobile ve Rafa ile iki genç yıldız adayı Semih ve Muçi’yi birlikte en verimli şekilde kullanmayı sağlayacak formülü bulmak, Van Bronckhorst için bu icatlardan biri.
Onur Özgen/gazeteduvaR