Nerede Galatasaray-Samsunspor maçındaki tempo, birbirinden güzel 5 gol ve nerede keçiboynuzu tadındaki Başakşehir-Başiktaş maçı? 

İki maç arasındaki fark; geceyle gündüz gibi.

Diyelim ki yarış bu iki takıma kaldı sizce hangisi şampiyonluk ipini göğüsler;
Galatasaray mı, Beşiktaş mı? 

‘’Galatasaray’’ tabii ki.

Acil müdahale şart

Başta Hasan Arat başkan olmak üzere buradan bütün Beşiktaşlılara sesleniyorum.

Avrupa’daki O. Lyon ve Malmö maçlarının skoru sizi aldatmasın! 

Başakşehir maçı da gösterdi ki; Beşiktaş yavaş yavaş zirveden düşüyor ve sıkıntıları dağ gibi yükseliyor.

Buna ‘’çöküş’’ mü denir yoksa başka bir şey mi bilmem... 

Gerekçeleri say say bitmez. Sebep erken form tutmak mı, dersiniz?

Avrupa’daki ilk iki maçta yaşanan travmanın hâlâ devam eden yıkım ve moralsizliği mi? Sakatlıklar mı?

Giovanni van Bronckhorst’un yanlış oyuncu tercihleri ve etkisiz hamleleri gibi tartışmaya açık taktik anlayışı mı?

Yoksa, hepsi birden mi?

Hâl ve gidiş fena

Maça dönelim... Galatasaray ve Kasımpaşa’ya boyun eğen Beşiktaş’ın ligdeki kötü gidişe ‘’dur’’ diyebileceği ‘’fırsat’’ niteliğindeki Başakşehir maçında ne kazanacak oyunu sergileyebildi ne de hücumda çoğalıp pozisyon ve gol üretebildi. Yazık! Hâl ve gidiş fena.  Acil müdahale şart!

Ciro İmmobile’siz olmuyor... Onun yokluğunda van Bronckhorst’un Semih ve Muçi planı da tutukluk yaptı. Çünkü Beşiktaş’ın oyun aklı Rafa Silva savunmayı açacak oyunu oynayamadı. Denediği şutlar da ya kaleci Muhammed’de kaldı ya da çerçeveyi bile göremedi.

Bu durumda Semih ne yapsın?

Arthur Masuaku ile iyi bir iletişim kuran son haftaların golcüsü Ernest Muçi bile sönük kaldı. Diyeceğim o ki; bu takımın Al-Musrati’den daha cesur ve sert bir oyuncuya ihtiyaç var.  

Bu arada Çağdaş Atan ve Başakşehir’i gücünü tartan akılcı oyun için kutluyorum.

Maçın adamı: Yok

Türkiye Gazetesi/ Hasan Sarıçiçek