Göztepe, gerçekten İstanbul'da Beşiktaş önünde çok pozitif, çok akıllı ve iyi bir takım oyunu oynayarak turu geçmesini bildi. Başta Romulo olmak üzere tüm Göztepeli oyuncular maçtan kopmadan, oyunu bırakmadan, büyük bir disiplin içerisinde 40 bin taraftarın önünde adeta Beşitaş'a futbol dersi verdi ve 49 yıl sonra kupada yarı finale yükselmeyi başardılar. Öyle ki, Romulo belki 3 gol attı ama bazı pozisyonları da harcadı.
Ama iyi bir golcü olduğunu ve bu maça çok iyi hazırlandığını gösterdi. Beşiktaş defansının nerede hata yapacağını çok iyi biliyordu. Hele bir üçüncü golü vardı ki, adeta ders niteliğinde! Çok akılcı ve çok da usta bir goldü.
Gel gelelim Göztepe taraftarına...
Her zaman Türkiye'nin en önemli taraftar topluluğusunuz. Amatöre düştünüz ama 20- 25 bine oynadınız. Üçüncü ligde de aynıydı.
Yani şu bir gerçek ki futbolda 'seyircisi' değil, 'taraftarı' olan bir takım. Formaya aşık olan bir taraftar. İyi günde de, kötü günde her zaman takımın yanında. Dün sonuna kadar turu hak eden bir Göztepe vardı, tebrikler... Teknik direktör Stoilov da çok disiplinli birisi. Üçüncü golden sonra bile işin ciddiyetini bırakmayan ve maçın sonucunu bekleyen bir teknik adam. Bana kendisiyle yaptığım şampiyonluk röportajında şöyle demişti: "Sen de golcü, ben de golcüyüm. Maç bitene kadar maçı bırakmak yok!" İşte bu disiplin, daha bu sene lige çıkmış bir takım olmalarına rağmen bu başarıyla görüldü.
BEŞİKTAŞ'IN İŞİ ZOR
Beşiktaş'a gelince...
Oyuna tempolu başlayıp golü buldular ama stoper Talha'nın amatörce kırmızı kart görmesiyle oyunun dengesini tamamen rakibe hediye ettiler. Beşiktaş'ın bir tek umudu kupaydı ama oradan da elenince zannedersem sezonun kalanı çok zor geçecek ve Mayıs'ta yapılması planlanan kongre de çok şeye gebe olacaktır. Dün gerçekten İstanbul'da Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin de çok üstünde bir maç seyrettik. O maçta uyumuştuk ama dünkü maçta futbolun tüm güzelliklerini seyrederek kendimize geldik.
Yeni Asır/ Hayri Ülgen
HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..