Süper Lig’in yeni sezonun başlamasıyla birlikte ortamı izlemeye başladım. Elime ne kalem aldım ne de tek klavye tuşuna bastım.  Zira son üç yıldır kulüp içerisinde ve çevresinde yaşananlar beni endişeye sevk etti.  47  yıllık Beşiktaş kongre, Divan üyeliğim , 1978 senesinde kurup 12 sezon sorumluluğunu yüklendiğim özkaynak düzeni hizmetlerimde ve de son  dönemlerde görev yaptığım Futbol A.Ş. Yönetim Kurulu ve bağımsız üyeliğim esnasında hep kulübümüzün ve camiamızın göbeğinde yaşadım. Ne zaman ki yönetici olup Beşiktaş nimetlerinden istifade etme planlaması yapanların kurdukları komplo , kumpas , tehditkar hareket ve söylemler, tribünden adam kaldırmalar endişelerimin kaynağı olmuştu. Koltuk uğruna bu ne hırstı, ticari beklenti desem stat inşaatı bitti yenisi yok ki malzeme satma işi devam etsin.  Son dönemlere kadar hiçbir yöneticinin kulüp ile akçeli işlere girdiğini ne gördüm ne de işittim. Stat inşası döneminde işim olmasına rağmen 1 kg dahi demir veya diğer malzeme satmak için kimseden talebim olmadı . Oldu diyen varsa hemen yiğitçe mertçe çıkıp açıklasın. Futbol A.Ş. Üyeliğim esnasında kanuni mecburiyet olan maaşlarımı  bile derneğe bağışladım . Hayır aldın diyen varsa muhasebe kayıtları ellerinde erkekçe çıksın açıklasınlar.

Bu işlerin oluşmasının ana nedeni Beşiktaş’ın gerçek sahiplerinin köşelerine çekilip olaylara seyirci kalmalarıydı.. Yüz bin kere söylenmiş bir sözdür  “BEŞİKTAŞLI OLUNMAZ , BEŞİKTAŞLI DOĞULUR“. Bu aidiyet duygusu taşıyan camianın büyükleri ve de en önemlisi göğsünü gere gere  ben BEŞİKTAŞlıyım diyenlere sormak lazım, neredesiniz ? Niye içinize kapandınız , niye seyirci olmayı tercih ediyorsunuz . Hemşehrilik duygusuyla hareket ediyorsanız kulübe en büyük hıyaneti yapıyorsunuz. Gelecek nesile Beşiktaş’ı aldığınız gibi devretmek birinci göreviniz olmalıdır. Son senelerde  kongrelerde yaşananları  içinize sindirebiliyor musunuz ?

Beşiktaşlı dostlar eksik olmasından son dönem kongre ve divan toplantılarına katılmayışım nedeniyle arayıp neden diye soruyorlar. Verdiğim cevaplar  yukarıda belirttiğim hususlar.

 Hepimizin , Beşiktaş benim , ben sahibiyim diyenlerin tamamının bugünden itibaren sorumluluklarımızı idrak edip Beşiktaş,ı sokulduğu bu tehlikeli yoldan döndürmemiz gerekiyor. Bizler Beşiktaşspor,lu değil  safkan Beşiktaş aşıkları olarak sevgimizi kulübümüzü  sahiplenip bu şekilde ortaya koymaya mecburuz ve de başlıca görev addetmemiz çok önemlidir..

Bakın önümüzde bir şans var. Olağanüstü Seçimli Genel Kurul yapılıp  Beşiktaş’ımız yol haritasını çizecek, yeni başkan ve yönetimi seçilecek. Mevcut yönetim yaşantım boyunca  statlarda işitmediğim hiçte tasvip etmediğim insanların en kutsal varlıklarına karşı on binlerin kabul edilemez ağırlıkta ki sinkaflı sözlerini sindirebilip hala koltukta oturup bir kısmının içeride dışarıda maçlarda görülmelerini  anlamlandıramıyorum.Bir ikisi hariç diğerlerini tanımıyorum , karakterleri hakkında fikrim yok ama koltuklarını  kaybetmemek uğruna ise bu şekilde çirkin ötesi sözlere muhatap olmalarını kabul edemiyorum.

Yönetim seçim tarihini 23 Ekim günü açıkladı. Yapılabilirliği 17 Aralık 2023, yani 54 gün sonra. Bu olağan üstü seçimler karar sonrası hep 30 gün içerisinde yapılmıştır.  Burada ki her zaman ki şark kurnazlığının tahmin edilen sebeplerini izah etmeleri gerekir. Mali Kongre bahanesi tutmaz , birçok yönetim görevden ayrıldıktan sonra dönemlerine  ait ibra oylama sına tabi olmuşlardır. Burada ki cin fikirliliğin nedeni bellidir, süreci uzatıp acaba toparlana bilir miyiz umudumudur?  Yani koltukla helalleşmeyi uzatabilir miyiz? Ama hayır bu gerçek Beşiktaş sevgisi ve sorumluluğu taşıyanlar size haklarını helal etmez. Milyonların kul hakkı vicdanınızı daima rahatsız edecektir. İçinizde biraz Beşiktaş sevgisi taşıyorsanız derhal Seçim kongresini 19 ve 26 Kasım 2023 olarak  revize edip bu kaotik ortamdan kurtulunmalıdır. Aksi halde Beşiktaş tarihinde isimleriniz kara harflerle yazılır.