Futbol

Beşiktaş’ta etik değerler ve Burak Yılmaz vakası

Müslüm Gülhan'ın BirGün gazetesindeki yazısı...

İnsanın davranış kurgusuna baktığımızda; temeli bir ‘amaç’ yüklemeyi kabul etmektir. Haliyle onun eylemlerinde bir amaç belirlemek olgusu ortaya çıkar. Böylece insan eylemlerindeki bazı amaçların ahlâkî nitelik taşıyıp-taşımadığını tartışabiliriz.  

Diğer taraftan, çeşitli güncel-özellikle sosyoekonomik olaylarda etikle ilgili tartışmalar, etiğin bazı meslekî tavırlarla birlikte kullanımı ve ahlâk ile ilgili ileri sürülen insan cephesinden zaafların belirli bir ölçüde dile getirilmesi fazlasıyla önemlidir. 

Eğer etik bakımından iyiyi örgütleyip bireyi ve toplumu mutlu olmaya sevk edeceksek, her insanın mensup olduğu toplumda sorumluluklarını etik kurgusu içinde yerine getirmesi gerekir. 

Burak Yılmaz 1 Temmuz 2023 tarihinde futbolu bırakır bırakmaz, 6 Temmuz 2023 tarihinde BJK’de yardımcı antrenör olarak anlaşıp işe başladı. İlginç! 

İşin ilginç yanı Burak Yılmaz işe başlamasıyla birlikte Şenol Güneş’in yardımcılarından oluşan ekibin işine de son verildi ve Güneş bunu kabul ederek arkadaşlarını yüz üstü bıraktı. 

Arkasından 21 Temmuz 2023 tarihinde Onana transfer edildi. Çünkü Güneş’in ekibi bu transfere karşı çıkmışlardı. Menajer operasyonu haliyle bu ekibi yollayıp Burak Yılmaz’ın gelmesinden oldukça sevindi! Ceyhun Kazancı transfer için 750 bin avro gibi bir paradan bahsederken, transfer Türkiye’de 4,2 milyon avro, Fransa’da ise 5,3 milyon avro olarak açıklandı. 

Ve her haliklarda kötü gitmesi gereken sezon karşılığını bularak skora da yansımasıyla birlikte Güneş istifa etti (ilahi adalet), takım Burak Yılmaz’a ve ilgili menajerlere kaldı. 

Burak Yılmaz teknik direktör değil. Sadece asistan antrenör olarak kabul edilebilinir. Bodo maçında UEFA Burak Yılmaz’ı basın toplantısına sokmadığı gibi, sahada da kulübede kalıp ön tarafa çıkmasına izin vermedi ki bu konuda eğitimli olmadığı gibi-belgesinin-ehliyetinin olmaması nedeniyle onu durması gereken pozisyona çektiler. Yani TFF’nin yapamadığın yapıp sınırlarını çizdiler. 

∗∗∗

Daha işin başında Rebic’i sahadan kovup ona haddini bildirdi. Medya bunu satın alarak manşet yapıp bu eylemi bir şekilde pazarladı ki Burak Yılmaz’ın orada kalmasından nasipleneceklerin elleri kuvvetlensin diye… 

Sonra Antalya maçı geldi… Bu sefer Bally’i oyundan çıkartarak ona haddini bildirdi. Kendi futbolculuk yaşamında yaptıklarının muhasebesini yapamadan ve bu eylemlerinin karşılığı masanın bu tarafında bilmemesine rağmen bunları yaptı. Tüm bunların üstüne Beşiktaşlılıktan bahsederken, kendisinin hiçbir zaman sahip olamadığı kulübün tarihsel derinliğe ve kültürel birikimini bilmeden konuşmaya çalıştı. 

Halbuki önünde sadece Fatih Terim ve Şenol Güneş örnekleri vardı. Bunların referans olmasının mümkün olamayacağını görebilseydi zaten; bunları yapmayacağı gibi şimdi bu konumda da olmak istemezdi. 

Halbuki, sistem veya oyun bütünlüğü gibi kavramlara sahip değilken, yapması gereken oyuncu kalitesi üzerinden sonuca gitmekti. Bunun için elinde yeterli sayılabilecek oyuncu profili var. Rebic, OX ve Bally bunların başında gelmekte. Üçü de kazanma psikolojisinin ne anlama geldiğini iyi bilen oyuncular ve bunun üzerine sahada tepki koymaktan çekinmeyen oyuncular. Milan, MUnıted, Liverpool bu amaç etrafında örgütlenen takımlardır. Bu oyuncularla didişmek yerine onların üzerinden bir yapı kurmaya çalışsa daha mantıklı olurdu. 

Buraya kadar olan süreç Burak Yılmaz’a ait sürecin izahıydı. 

Ama bir de Burak Yılmaz’a bırakılan bir ihaleden de söz etmek gerekir. Yani tek başına bırakılmasından… 

Tamam BJK artık menajerler tarafından yönetilen bir kulüp haline geldi ve Burak Yılmaz’da bu operasyonun içinde bir aparattır. Fakat, bir de kulüp işleyişi bakımından ne olması gereken üzerine yapısal ve bu yapının işleyişinde bir etik kurgu olması gerekir. 

Takım Bodo ile yaptığı maçı kaybetti. Maçın çıkışında öfkeli taraftarları Burak Yılmaz yatıştırmaya çalıştı! Peki bu takımın başkanı ve yöneticisi yok mu? Bu takımın futboldan sorumlu yöneticisi yok mu? Niye Burak Yılmaz bu alanda da sorumluluk almak zorunda kaldı? 

Repic ile yaşanılan problemde başkan ve yöneticiler neredeydi? Niye müdahale de bulunmadılar? Galatasaray’da Okan Buruk ile Gomis arasında yaşanılan sorunu 24 saat içinde yönetim nasıl hallettiyse BJK yönetimi niye sorumluluğunu yerin getirmedi?  

Ve neden kulübede sorumlu yöneticilerden kimse yok? 

Peki, takımın bu durumda olmasının sorumlusu olan Ahmet Nur Çebi ve Emre Kocadağ niye şimdi sorumluluk almıyorlar? Hele hele başkan adayı olmak isteyen Emre Kocadağ’ın şu an yetkisi varken bu yetkiyi kullanıp sorumluluğunu yerine getirmezken, başkan olunca mı işleri düzeltecek? işleri bu şekilde düzelteceği üzerinden bir politikayla hareket etmesinin etik kurgu içinde karşılığı yoktur. 

Başkanın stratejisi de mali kongreye kadar ölü taklidi yapıp süreci oraya taşımaya çalışıyor ki aday olmayacağını açıklamasına rağmen, genel kurulda ibra olup bir tepki ile ‘bizi bırakma’ tezahüratı üzerine hesaplar yapmakta. Futboldan sorumlu yönetici ise genel kurulda başkan adayı olmak için uğraşıyor. İçler acısı durum söz konusu. 

Ve Rıza Çalımbay… 

BJK Futbol takımının başında bir antrenör varken, ortalıkta dolaşıp kendisinin BJK Futbol takımın başında olması gerektiği üzerine sürekli yorum yapmasının etik karşılığı nedir acaba? Kendi meslektaşı için onu koruma önceliği yok mu? 

∗∗∗

Ve Sayın Hasan Arat… 

Siz istediğiniz antrenörlerle görüşebilirsiniz, siz bu görüşmeleri yaparken hatta anlaşmış olsanız bile-istediği kadar tartışmalı olsun-takımın başında birinin olması nedeniyle bir açıklama yapmanız doğru değil. Bunun meslek etiği olarak karşılığı yoktur. 

Sayın Hasan Arat Bey, başkan adayı olmanız en doğal hakkınız ve talebinizin karşısında kimse bir tavır koymaz. Ama, daha adayken bir trol grubunun oluşması hiç doğru değil. Bunun üzerinden manipüle (!) yapmak hiçbir kurumsal anlayışı desteklemediği gibi imaj zafiyetine neden olur. Belki de çevrenizde bu konuda yeterince profesyonel insan yok ki bunun sıkıntısını çekiyorsunuz. 

Eğer BJK içinde bir şeyleri değiştirmek için geliyorsanız Seba ailesi içinde size karşı olabilecek birinin linç edilmesine-ki bir kadın- izin vermemeniz gerekirdi. Ki siz referans olarak bu aileyi gösteriyorsunuz. Seba kültürü içinde trol yapılanması söz konusu olur muydu? Sizi desteklemeyebilirler, sizi eleştirebilirler… bunların hepsi işin doğal akışında olan şeylerdir. Ama etik kurgunun dışına çıkmak insanları incitir. 

Son 20 yıl da ortaya çıkan görüntü içinde iyiyi örgütleme sorumluluğu genel kurulu aşan bir durum.  

Haliyle geriye bir tek Beşiktaş taraftarı kalıyor. 

Müslüm Gülhan / BirGün

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }