2 Şubat 2010’da Yıldırım Demirören, Serdal Adalı’yı Futbol Şube Sorumlusu Asbaşkan olarak göreve başlatırken, maalesef bu dönem Beşiktaş’ın dünya futbol tarihine geçecek talihsiz günlerinin başlangıcı olacaktı. Ricardo Quaresma, Hugo Almeida, Manuel Fernandes, Simão ve Guti gibi futbolcuların transferiyle başlayan dönem-Jorge Mewndes’in Beşiktaş’ı borç batağına sokacağı ve UEFA’dan menedileceği duruma kadar geldi.

Yine o dönemde, ne hikmetse Portekiz’in Varzim şehrinden 20 yaşındaki Julio Alves’in transferi de gündeme gelmişti. Hasan Arat dönemindeki Al Musrati ve Muçi transferi gibi Julio Alves’in de anlaşması transfer döneminin son gününde gerçekleşti. Her halde bu BJK’deki başkanlık stratejisiydi. Mendes ve Bulut, müthiş bir performans gösterip Beşiktaş’ı daha önce adı duyulmamış bir oyuncu için 6,2 milyon avroyu gözden çıkarmaya ikna ettiler. Football Leaks belgelerine göre, Mendes’in Alves’e olan ilgisi Ocak 2010’da başlıyor . Hatta belgeler gösteriyor ki, 2010’da oynadığı kulüp Rio Ave’deki maaşı Portekiz’de asgari ücrete denk gelen yıllık 13,8 bin avroymuş. Yani, sıradan bir oyuncu…

Transfermarkt, Alves’in o zamanki bonservis değerini oldukça bol tutarak 700 bin avro olarak açıklamıştı. Ama Mendes, Alves’i bir yerlere getirmeye kararlıydı. Temmuz 2011’de oyuncunun Rio Ave’den Atletico Madrid’e transferini açıklanamayacak bir biçimde 2,6 milyon avroya gerçekleştirmeyi başardı. Julio Alves, Madrid’e hiç ayak bile basmadı-ama, aynı ay içinde Demirören’le masaya oturuldu ve Beşiktaş, Alves’in ekonomik haklarının yüzde 50’sini 3,1 milyon avroya satın almaya ikna edildi.

2011 bittiğinde, Demirören ve Mendes’in getirdikleri oyuncuların hâlihazırda kasası boşalmış Beşiktaş’a bonservis, maaşlar ve vergiler de dahil olmak üzere toplam 63 milyon avroya mal olduğu ortaya çıkıyor. Bu paranın yüzde 10’u ise menajerlik ücreti olarak Mendes’in offshore şirketlerine gitti. Şimdi o dönem de As Başkan olan Serdal Adalı ne hikmetse o stratejiyi kullanmaya karar vererek Ekvator’dan Kenny Arroyo’nun bonservisinin yüzde ellisini 6,5 milyon avro ve Kolombiya’dan Elan Ricardo’ya da 2 milyon avro bonservis ücreti ödeyerek aldı. Ve bunun adına ‘gençleştirme operasyonu’ dendi ki yazar çizer takımı da hemen sahiplenmeye hazırdı zaten… İş tabii farklı başladı, maliyetiyle tartışma konusu olan 18 yaşındaki Keny Arroyo’nun menajerinin, Jorge Mendes’in ortağı olduğu ortaya çıktı.

Hatta, Gonzalo Vargas 2019 yılında Jorge Mendes ile birlikteliğini Ekvador’un Samborondon kantonunda yaptıkları paylaşım tüm bunları açıklayan nitelikteydi. Kenny Arroyo yetiştirilmesi zorunlu bir oyuncu. Çünkü, temel teknik becerileri belirli bir ölçüde yeterli görünse de motorik özelliklerindeki eksikliklerin giderilerek 90 dakika oynayabilecek konuma gelmesi özel bir çalışma programı bağlı. Şimdiye kadar oynadığı oyun eksikliklerini çok net ortaya koydu.

Böyle sözde yatırım yapılan bir oyuncuya bu kadar büyük bir bonservis parası ödenmesi- Beşiktaş tarihinin en yüksek bedeli-süreç sonundaki belirsizliklerle beraber büyük bir risk olarak görünüyor. Zaten Ricardo tribünde oturuyor ve belirsizliklerle dolu bir transfer… İşin ilginç yanı; 28 Kasım 2024 tarihinde yönetim danışmanı Brad Friedel dönemin yöneticisi Kaan Şakul’a Aroyo’nun alınması için rapor verdiği de ortaya çıktı. Yani ticaret Hasan Arat döneminde başlatılmış.

Her iki oyuncunun maaşları vergileri ve komisyonları işin içine sokulunca sanırım 15 milyon avro civarında bir para ortaya çıkmaktadır. Peki… Gençleştirme operasyonu neden Fahri Ay ile başlamadı? Ya da Poyraz Gelen ile… Çünkü, burada ticaret yok, komisyon yok, pazarlık yok ve yüksek bonservisli-yüksek komisyonlu transferlerin önünde de engel olarak görünüyorlar. 175 bin avronun komisyonu ne olabilir ki Mendes bu topa girsin. Hâlihazırda alt yapıda da ciddi bir menajer saldırısı olmasına rağmen.

Ama Fahri Ay tepeden tırnağa futbolcu. Çok fazla bir emeğe gerek görmeden üst seviyede futbol oynayabilecek bir futbolcu. İşte Demir Ege Tıknaz… Aynı Rıdvan, Emirhan ve Serdar gibi onu da yabancı kontenjan açılsın diye-ki Demir Ege’nin takımda kalması Al Musrati için ciddi tehdit oluşturuyordu ve bu yüzden gönderildi. Rıdvan’ın Rangers maçında oynadığı futbol ortada; kendi alt yapısından sıfır maliyetle yetiştirdiği oyuncuyu gönderen Çebi ile Demir Ege’yi gönderen Arat ve Fahri için kılını kıpırdatmayan Atlantik ötesi ticarete giren Adalı arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü hepsinin pir’i Mendes’tir… Acı olan ise, maalesef tüm bunlar camiada karşılık bulup destekleniyor olmasıdır. En azından Feridun Düzağaç kadar kaygılı ve hissiyatlı olmak gerçek Beşiktaşlılığın tasviridir.

BirGün / Müslüm Gülhan

Hbr1903

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..