Futbol

"Bu sessizlik adamı deli eder..."

Akşam yazarı Alen Markaryan'ın köşe yazısı

Oynuyorlar Penaltı ve kırmızıya yöneltip, algılarımızla... Oynuyorlar, Son saniyede kayan Rosier'i direğe çarpmasın diye iten Muslera'yı servis ederek, duygularımızla... Oynuyorlar, 10 kişi kaldıktan sonra iyi oynadık diyerek, hislerimizle.... Ve kullanıyorlar harbi Beşiktaşlılığımızı.... Sanki her şey oralarda bitmiş gibi... Sanchez'in Gedson'a yaptığı hareketlere bakın Tek bir kart yok Atağı başlamadan bitirmek bu işte!!! Hem de peş peşe... Amir'in çaldığı toplara bakın Tam atağa kalkacakken faulle durdurmalarına

Kaç atak söndü böyle... Kaç ayrı zaman hem de... Kerem Aktürkoğlu'nun yerde suratını tutarak yatmalarına bakın!!! Top toplayıcı çocuk bile 4'e iki atağı yedi be... Ve Halil efendinin düdükleri çalarken suratının psikolojisine bakın Aynı Cem Papila modeli... Buna argo piyasasında ince ince doğramak deniyor... Ve bunların olacağını yazmamıza her yerde söylememize rağmen önlem alınmaması koyuyor bize...

Maçtan sonra ceza alırım diye konuşmamak da ne demek? Alacağın ceza transferde havaya saçılan paranın milyonda biri değil... Çık konuş yık geç... En fazla olacağı 1 ay hak mahrumiyeti... Buralarda kaybettiniz her şeyi haberiniz yok... Suskunluğunuz fırtına öncesi durgunluğunuz da değil... Ölü denize döndük... Söz gümüş ise sukut altındır modelini de geçtik... Bu sessizlik Robinson Crouse modeli.. Adamı deli eder... Olduk da...

KURAL KİTAPÇIKLARININ ARKASINA SIĞINMAYIN

Galatasaray maçında Beşiktaş kalecisi Mert'in yediği kırmızı kartı hepimiz gördük... Ceza sahası dışında Icardi'nin önündeki topa çıkıyor, çift dalıyor tabiri caizse... Haliyle yerde yatan bir insan profili çıkıyor ortaya... Yerde yatan adamın eli kale direğine asılı olmaz! Yerde olur... O yerdeki ele top değiyor!!! Halil efendi şartlanmış bir bilinçaltı patlamasıyla kırmızıyı veriyor...

Güzel... Herkes bir şey söylüyor Destek eli diyen o el havada diyen, Futbol talimatnamesini orta yere seren... Bir bilgi karmaşası içinde olay günahsız durağına gidiyor Sanırsın ki Halil Bey kural bilgi ışığında çalıyor düdüğü... Oysa esas soruyu kimse sormuyor. Televizyonlarda pozisyon yorumu yapan Erman Toroğlu'na Bünyamin Gezer'e Ahmet Çakar'a Deniz Çoban'a ve nicesine... Ben soruyorum kendilerine Aynı olay içinde Muslera olsa o kartı verilebilir miydi? Öbür soruları yorumları boş verin. Sanki her şey kural dahilindeymiş gibi kitapçıkların arkasına sığınmayın, Buna cevap verin! Alooooo!!!!

TOP TOPLAMAYICI ÇOCUK!!!!

Maçtan evvel tembihlemişler belli ki... Biz öndeysek oyun sıkışmışsa top taca çıktığında vermeyin topu geciktirin... Uyguladılar... Arkada iki kişiyle yakalandıklarında da oyunu dinlendirmek istediklerinde de... Harfiyen uyguladılar... Ufacık bebelere bunları öğretiyorlar... Nasıl bir zamana denk geldik çözemiyorum... Başarı için her şey mübah mantığı tamamen sarmalamış her bir yanımızı... Ufacık çocuk bunlar ya Pes! Biz de amma safız ha!!!Taç hocalığı olur da Taca çıkan topları nasıl değerlendiririzin matematiği olmaz mı?! Eloğlu nelerle uğraşıyor Sinekten yağ çıkarıyor, Biz hala eleştirmek ve yargılamakla uğraşıyoruz...

En geçerli kuraldır Bir olayın yanlış olduğunu ispatlamak ve bunu topluma kabul ettirmek için Aynı yanlışı o topluma uygulayacaksın...Senin gördüğün zararın aynısını kendisi de gördüğü zaman o konu kapanır... Rövanşı yok mu bunun? Var... Gözlerinin içine soka soka yapacaksın Geç öne Top taca çıktığında topun üzerine otursun o çocuk... Dalga geçer gibi... Çıldırsın topçuları... Bak bakalım bir daha yelteniyorlar mı böyle işlere!..

Alen MARKARYAN / Akşam

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }