Gürel Yurttaş'ın Samsunspor-Beşiktaş maçındaki yazısı şu şekilde:
Samsun'da Beşiktaş kötü başlamadı oyuna. Yarım yamalak kadrosuyla gol için başlamıştı; golü de attı.
İlk yarıda sadece bir kez yaptığı kanat akınında Rosier ceza alanına girer girmez düşürülünce penaltı kazandı. 17. dakikada Cenk'in kullandığı penaltıda top kaleciden döndü ama yine Cenk'in önünde kaldı. O da fileleri havalandırdı.
Golden sonra Beşiktaş için maç bitti sandım ben! Sıfıra sıfır elde var sıfır! Yağmurla birlikte bastırıp duran bir Samsunspor, defansında panik halinde olan bir Beşiktaş.
Peş peşe kullanılan kornerlerin hepsi de tehlikeli olur mu? Bastıran yağmurda göz gözü görmezken, Beşiktaş'ta gözü açık olan bir tek kaleci Mert vardı. İki golü kurtardı. Bir tane de Rosier çizgide son anda ayak koydu.
Bağıra bağıra gelen gol 25'te geldi. Zeki Yavru'nun ceza sahasına ortasında Moundilmadji, şık bir voleyle topu ağlarla buluşturdu: 1-1. Gol güzeldi güzel olmasına da... Neredeydi Beşiktaş'ın stoperleri? Yani Colley'i, Necip'i. Bu kadar rahat vurdurulur mu topa? Bu kadar zor pozisyona girip, bu kadar kolay pozisyon veren kaç takım vardır ki ligde acaba?
İlk yarının sonrası fasa fiso! Rıza Çalımbay bu kadro darlığında sisteme uymayan oyuncuları farklı bir dizilişle değerlendirebilir miydi? Mesela 4-4-2'ye dönebilir miydi? Ne diyorum ben de. Rıza hocadan daha iyi bilecek değilim ya futbolu!
İkinci yarıya Aboubakar'ı alarak başladı Beşiktaş. Onur kenardaydı. Ancak sıkıntı yine aynıydı. Çünkü Beşiktaş orta sahada etkisiz kalıyor, kanatları kullanamıyor, ileriye çıkıp da pozisyon bulmakta zorlanıyordu. Sanırım Rıza hoca da gördü bunları. Cenk Tosun'un yerine sol kanadı hareketlendirmek için Tayfur'u soktu. O sırada Samsunspor'un başarılı sağ beki Zeki'nin sakatlanıp çıkması Masuaku-Tayfur ikilisi için avantaj olabilir miydi?
72'de ikinci yarıda ceza alanına ilk ortasını yaptı Beşiktaş. Bunu da kim yaptı biliyor musunuz? Aslında stoper olmayan ama stoper oynayan Necip. Birden ileri çıktı, topu her nasılsa rakiplerinden kurtardı, ortaladı. Aboubakar kafayı vurdu ama top az farkla auta çıktı. Necip kanattaki arkadaşlarına "İşte bunu yapacaksınız arkadaşlar" demek istedi herhalde.
77'de Chamberlain çıktı, Demir Ege girdi. Oysa sahada daha kötü bir isim vardı. O da Amir Hadziahmetovic. Kaç top kaybettiğini sayarken şaşırdım. Hatta bu değişiklikten bir dakika önce öyle kritik bir yerde kaybetti ki. Samsunsporlu Muhammet kılpayı ofsayt olmasaydı öne geçirecekti takımını.
84'te Beşiktaş enteresan bir golle öne geçti. Kornerden gelen topa Colley kafayı vurdu. Defanstan döndü. Gedson'un kaleye sert şutu Colley'e çarptıktan sonra ağlarla buluştu: 1-2. Bu maçta gol de ancak bu şekilde olurdu. 90+4'te Muleka bencillik yapmasaydı Beşiktaş farkı da açacaktı maçta.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Samsunspor'un hali ortada. Zaten puan cetvelindeki yerinden de anlaşılıyor durumu. Beşiktaş'ta Rıza Çalımbay'dan sonra sahadaki futbol açısından değişen bir şey yok aslında. Tamam; eksik de çok ama. Sisteme takım uymuyorsa takıma göre sistem kurmak daha iyi olmaz mı; soruyorum Rıza hocaya.
Sonuçta bir mucizedir bu; Beşiktaş'ın hücumlarda bu kadar etkisiz kaldığı maçta. Rıza Çalımbay 2'de 2 yaptı böylece. Onun için diyorum; mucize diye. Çalımbay mucizesidir bu. Öyle ya da böyle. Kazanıyor mu; ona bak sen. Sihirli bir güç bu. Kaptan ligin devre arasına kadar mucizelerle götürürse gemiyi, ligin ikinci yarısında farklı bir Beşiktaş çıkaracaktır ortaya. Eminim bundan.
Bir futbol şehri olan Samsunspor'a ise ligde olduğu bu durum yakışmıyor. Sanırım başkanı ve teknik heyeti gerekeni yapacaktır. Ya da yapmalıdır diyeyim, yazıya noktayı koyayım.