Tayyip Talha ve Zaynutdinov hamleleri Beşiktaş’ın geriye yaslanmasına neden oldu.

Yüksek eforlu ve baskın oynanan Eintracht Frankfurt maçından sonra, Gaziantep deplasmanının Beşiktaş için kolay bir sınav olmayacağı açıktı. Giovanni Van Bronckhorst, ilk 11’de Ersin-Mert ve Rashica-Joao Mario dışında değişiklik yapmamış, Rafa Silva’yı da yarı serbest sağ kenara çekerek oynatmayı tercih etmişti.

İlk 45 dakika, Trabzonspor maçının 11’e 10 oynanan ikinci yarısına benzer nitelikteydi. Savunma çizgisini geriye çeken bir rakip, birbirine yakın iki hattı yarmakta zorluk çeken bir Beşiktaş. Bu noktada Ndour’lu sahaya yayılışın yarattığı zaaflardan da bahsetmek gerek.

SEMiH KILIÇSOY OLSAYDI 

Top hızlı dönmüyor, merkez daha geçirgen oluyor ve özellikle Joao Mario’nun da merkez oynadığı senaryoda bu bölgede fazla kümelenme oluyor. Aslında Semih Kılıçsoy sahada olsa farklı bir kurgu mümkün olabilirdi ancak genç oyuncu belli ki Hollandalı teknik adamı ikna edebilmiş değil. Oyunun ritmini istediği gibi belirleyemeyen Gio’nun öğrencileri, üzerine bir de Gabriel Paulista’nın sakatlığıyla ve Okereke gibi hızlı bir ön oyuncunun varlığıyla daha endişe verici bir oyuna doğru giderken sahneye İmmobile çıktı. Pozisyon takibiyle önce penaltıyı aldı, sonra gole çevirdi.

MAXiM DERS VERDi

Okereke’nin ilk yarının aynı dakikasında olduğu gibi ikinci yarının üçüncü dakikasında bulduğu pozisyonda kalesini gole kapatan Mert, takımının son bölüme daha tedirgin girmesini engelledi. Selçuk İnan’ın öğrencilerinin anlık gelişen tehlikeleri dışında son yarım saat aslında Van Bronckhorst’un istediği gibi geçti.

Maç bu şekilde bitecek gibi gözükürken Hollandalı teknik adamın Tayyip Talha ve Zaynutdinov hamleleri, son dakikalarda takımının iyice geriye yaslanmasını ve önde top tutamasının sağladı. Çok savunma oyuncusuyla daha iyi savunma yapılır diye bir şey yok. Nitekim son dakikada Maxim, bu dersi 2 puanı da Beşiktaş’ın hanesinden alıp takımına beraberliğe getirerek vermiş oldu.

Hürriyet/ Engin Kehale