Beşiktaş’ta 24 sene sonrasında gelinen noktayı Hasan Hüseyin Korkmazgil dizelerinde;
“Balık attım olta tuttum
Yaşadım gençliğimi
Masal oldu çocukluğum
Gençliğim bahar seli
Ve bir akşam birdenbire
Bir bulvar otelinde
İnce bir dal değdi alnıma
Koptu sazımın teli” anlatmış gibi…
Beşiktaş’ta sazın teli kopalı tam 24 yıl oldu ve Beşiktaş yozlaşmış kongre yapısı, sadece ve sadece kendi adına ön plana çıkan yöneticileriyle ve o koltukta bu zihniyet için bulunan yöneticinin adı, ünvanı ve amacı fark etmeden bu ortamın kaymağını ucundan tatmaya çalışan medyasıyla elbirliğiyle Beşiktaş’ı çökerttiler bunu maddi anlammdan önce manevi açıdan yaptılar kongrelerdeki korkunç “alkış tufanları” eşliğinde…
Hepiniz suçlusunuz ve bir kulüpten ihraç söz konusu olacaksa hepiniz birden ihraç edilmelisiniz.
24 senedir üstünde iğreti duran bir zihniyetle, kendinden, benliğinden, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmış karakteristik özelliklerinden hızla uzaklaştı ve uzaklaşmaya da devam ediyor.
Sorumlular bundan memnun musunuz?
O taraftan bakınca Beşiktaş’ta işler hala yolunda gidiyor mu gözüküyor?
Beşiktaş’ın sırtından maddi anlamda geçinmeye daha ne kadar devam edeceksiniz?
Her kötü gidişatın temelinde yatan bu zihniyet karanlığını görmezden gelip, her şeyin tek çözümü transfer diyerek Beşiktaş’ı menajerlerin gelir kaynağı olarak devam etmesini daha ne kadar sağlayacaksınız?
Doymadınız yemeye, söğüşlemeye…
Beşiktaş’ın “Kurtuluş reçetesi siz ve sizin temsil ettiğiniz zihniyet değil!” Beşiktaş’ın tek kurtulu yolu var o da “Fabrika Ayarlarına” hızlıca dönmesidir…