İnanılmaz, kabul edilemez bir spor daha doğrusu ağırlıklı futbol iklimimiz var. Tamamen güce odaklı, biat kültürünü kendilerine bayrak bellemiş insanların dolu olduğu bir çukur.
Kaçak bahisçiler, karaborsacılar, adam vurmalar gibi adi suçlar da girdi işin içine çok şükür. Birinin hocası hakemi tehtid eder, bir diğerinin teknik direktörü adından dolayı ülkenin futbolunun sahibi rahatlığında şovlar yapar, geldiğinden beri tribune oynar. Saha dışında yöneticileri maçta her ne olursa olsun hakeme sallamayı görev bilir. Deliler gibi paralar saçılırken karşısındaki küçük takımlar (bütçe açısından) ve futbolcuları sahaya ezik çıkarlar.
VAR daki YOK daki hakemleri el pence divan dururlar. Öyle ezilmişlerdir ki, Ayazağa’da maç 3-3’e gelince mahalle maçlarında itiraz eden topun sahibi şımarık zengin çocuklarının bağırışları karşısında her pozisyonda penaltı ararlar. Futbol’un yöneticileri desen zaten rüzgar konumundalar. Kendilerini Kasırga, Tufan zannederken hafif bir Meltem olduklarının farkındadırlar aslında da çaktırmamaya çalışıp yengeç yengeç yürürler.
İşte gel bu ortamda Beşiktaşlı ol. Hadi gel kolaysa ol. Bu sene yapılanlar yeni değil ha. Sakın 50 yılı kastettiğim falan anlaşılmasın artık ben de modaya uydum hafızaya format atıyorum. Kısa dönemden bahsediyorum, 2020-21 şampiyonluğundan sonra bu camia kara listeye alınmıştır. Bu yapılanlar son 4 sezondur ilk 7-8 haftada denenmiş ve başarılı olmuştur. Sadece bu sene saha içimiz ve dışımız adam gibi(cinsiyet içermez) dimdik durduğu için şimdilik diş geçiremediler ama şimdilik. Denemeler devam edecektir. Belki biraz uykuya biraz dinlenmeye geçecekler ama tekrar tekrar geleceklerdir.
Ben yoruldum gerçekten bütün bu yazdıklarımı düşündükçe (daha da atladığım unutup yazamadıklarım vardır muhakkak) gerçekten içim daralıyor şu iklimden kaçmak bir daha hiç bir şey seyretmek istemiyorum. Yapamıyoruz tabi ki her sevdalı gibi elimiz ayağımız buz kesilip ilk düdüğü bekliyoruz maç günü geldiğinde. Ama dedim ya zor Beşiktaşlı’nın işi hem de çok zor. Yukarıda yazdığım güruhu tanımlayamıyoruz anlatamıyoruz içimizden geldiğince.
Aynı Can Yücel ustaya döndük ‘’ Bana siirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz’’ ile başladıktan sonra harika bitiriyor ya, işte Beşiktaşlılar da aynen bu durumda..Aynı Can üstad gibi anlatıyoruz yukardaki güruhu birbirimize.Başka da bir şey de elimizden gelmiyor zaten. Sanki üstad Beşiktaşlılar için yazmış o güzel kelimeleri ardı ardına..Ne de güzel söylemiş ‘’ küfür burjuvazinin ağzında lağım çukurudur, işçi sınıfının ağzında açan çiçektir’’ diye..
Şerefimizle oynayıp Hakkımızla kazanalım ya da haksızsak kazanmayalım..Boğazımızdan haram lokma geçmesin, varsın başkaları ne yerlerse nasıl yerlerse yesinler....
Bulent Bilirgen/duhuliye