İşte Sarıdağ'ın açıklamaları:
"BÖYLE BİR DERBİDE NEYİ KONUŞACAĞIZ?"
Derbide topun oyunda kalma süresi 47 dakika. 50 dakikadan fazla bir süre top oyunda kalmamış demektir bu. Böyle bir derbide neyi konuşacağız? Derbide fauller çok oldu, ofsaytlar çok oldu, hakem oyunu çok durdurdu, futbolcular kalkmadı. Zaten hakemlerin oyunu durdurmasının nedenlerinden biri de, "Oyunu durdurayım da bir şey olur, VAR'a gitmeyelim, akşam konuşulmasın..." Artık o hale geldi adamlar. Ben de bir şey diyemiyorum. Futbol kültürümüz onları bu hale getiriyor. Bu 50 dakikadan fazla bir sürenin oyundan çalınmasına neden oluyor. Bu oyunu daha fazla nasıl oynayabiliriz diye kafa yormak varken her geçen gün eriyor.
"TÜRK FUTBOLUNU ONLAR KURTARACAK"
Derbide uyumamak için kahve içiyorduk. En sıkıcı derbiler arasında ilk sıralara yazılabilecek bir derbiydi. Şu güzel oldu; derbide tribünleri tahrik eden, tribünlere oynayan, oyunu çirkinleştiren, kavga eden futbolcu profili görmedim. Sarı kartlar bile geç geldi. Eskiden bildiğimiz derbilerin çirkeflik tarafını görmedik. Arda Güler'le fotoğraf çektiren Beşiktaşlı taraftarların olması, ki o taraftarlar Türk futbolunu kurtaracak, Ali Koç'un Beşiktaş formasını imzalaması, bunlar güzel şeylerdi. Geçen sene Kadıköy'de Fenerbahçe maçını seyreden Önder Karaveli'nin Fenerbahçe taraftarıyla çektirdiği fotoğraflar da güzeldi. Arda Güler'le fotoğraf çektiren, ona "bizim evladımız" gözüyle bakan Beşiktaşlılar, Ali Koç'un "Beşiktaş bizim baba takımımız demesi, çok iyi ağırlandıklarını söylemesi, bunlar güzel enstantaneler. Bu durumları eleştirenler, bunlar üzerinden kaos çıkaranlar Türk futbolunun en büyük sorunu. Biz onları temizlersek kurtulacağız.
"GHEZZAL TEK BAŞINA KURTARICI DEĞİL"
Bu maçta Ghezzal'li Beşiktaş ve Ghezzal'siz Beşiktaş olmak üzere neredeyse iki ayrı takım gördük. Ancak Ghezzal tek başına bir kurtarıcı değil. Oyuna girdiğinde artık ruh ikizi haline gelmiş Rosier'le buluşması, oradaki eksik parçanın oturması, Tayfur'un hareketliliği, Gedson Fernandes'in ileriye yakın oynaması, bütün bunlar bir araya gelip oturduğunda Ghezzal ön plana çıktı. Beşiktaş'ta oyunu yönlendiren Ghezzal gibi bir tane daha olması lazım. Salih onlardan biri ama Salih ve Dele Alli'yi baskı altına aldı Jorge Jesus. Josef'in üretken olamadığını gördük. Valerien Hoca ne yaptı? Ben hep ilk yarılarda ateşi yaktım, bu sefer ikinci yarıda yapayım dedi. Son yarım saate baktığımızda doğru taktik anlayış gibi gözüküyor çünkü pozisyon buldular. Ama ilk yarıda çok büyük riske girdi. Bir tek şu eleştirilebilir bu maçla ilgili, keşke Gedson Fernandes ile başlasaydı. Ofsayt taktiği uygulayan Fenerbahçe karşısında Gedson Fernandes daha kritik paslar atabilirdi. Ali Sami Yen Stadı'nda Beşiktaş maçında Babel'e attırdığı golü hatırlayın. Orada da Sergen Hoca'nın savunması biraz öndeydi. Sonuç olarak derbi kötüydü ama bunun sebebi korku değil, hocaların taktik hamleleriydi. Ancak taraftar der ki; ben bu kadar para verdim, topun oyunda kalma süresi bu.
Duhuliye.com