Yine bir Galatasaray-Beşiktaş derbisi ve yine maçın önüne geçen hakem kararları. Tamam o maç düzgün yönetilse Galatasaray’ın mücadeleyi 11 kişiyle bitirmesi imkânsızdı ama yine de sonuç nasıl olurdu kimse bilemez. Ayrıca tarafların ortaya koyduğu futbol da bize kesin konuşma olanağı vermiyor zaten. Benim lafım geçmişte fahiş hatalar yapan kalitesiz hakemlerin böylesi önemli bir maça veriliyor olması. Peki ben Arda Kardeşler ismini duyduğumda sonucu görebiliyorum da hakemi atayanlar neden göremiyor? İşte asıl soru bu… Fakat yine de ben iyi niyetli düşünerek belki de geçmişteki hatalarını telafi etmek ister ve bu kez gördüğünü cesaretle çalabilir diye umutlanmıştım. Saflık işte. Ne yazık ki o yine kimseyi şaşırtmadı; emek hırsızlığı yaptı, haksız kararlar verdi. Tek fark VAR odasının da haksızlığa ortak olmasıydı.
YENİ TFF NEREDE?
Oysa yeni TFF ile birlikte yeni sayfaların açılacağı, takımlar arasında eşitlik sağlanacağı, imtiyazlı takımların olmayacağı söyleniyordu. Ufak tefek girişimler dışında bir şey yok. Baksanıza hakemler yine etki altında. Yine verdikleri kararlar renklere göre değişiyor. Gördüklerini değil görülmesini istemediklerini çalıyor ya da çalmıyorlar. Kumanda yine birilerinin elinde. Bakın bu maçın ardından bile Okan Buruk hakemden şikâyet ediyor. Buruk kazandıkları maçlardan sonra da hakemleri sert biçimde eleştirmeyi strateji haline getirdi. Her kulüp bir takım yöntemlerle kazanmak isteyebilir ama bunlardan TFF’nin etkilenmemesi gerekmez mi? Yani dönüyor dolaşıyor yine futbolun yönetimine geliyoruz. Liyakat sahibi, herkese eşit uzaklıkta, cesur kararlar alabilen ve futbolu adil yönetebilecek yönetimlere ihtiyaç var. Saflık yine bizde; güya hakemleri konuşmak istemiyoruz ama sahada hakem yok. TFF ve MHK diye bir şey de yok ki. Peki ne var? 10 puanlık soru...
Cumhuriyet/ Gülengül Altınsay