Yani bugün iki tane çok net penaltımız verilmedi. Herhalde arkadaşlar nasıl olsa maç 2-0, maçın sonu geldi. Şimdi bir penaltı daha verip, ortalığı karıştırmayalım tarzında bir düşünceye sahiplerdi" dedi.

Kayseri spor, Süper Lig'in 7'nci haftasında evinde konuk ettiği Beşiktaş'a 3-0 mağlup oldu. Beşiktaş İkinci Başkanı Hüseyin Yücel, maçın ardından açıklamalarda bulundu. Yücel, "Bugün gerçekten güzel bir galibiyet aldık. Öncelikle cefakar büyük Beşiktaş taraftarına çok çok teşekkür ediyorum. Ümraniye çıkışından itibaren takımlarını sonuna kadar yalnız bırakmadılar. Sonuna kadar desteklediler. Bugün de burada kapalı gişe tüm takımımızı desteklemek için tribünde yerlerini aldılar. Ayrı bir teşekkürü Mete ağabeye yapmak istiyorum. Çünkü bunların organizasyonu da öyle kolay olmuyor. Mete ağabeyimiz 24 saattir uyku uyumadı diyebiliriz. Taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Diğer taraftan Sayın Ali Çamlı Başkan'a teşekkür ediyorum. Yönetim kuruluna çok teşekkür ediyorum. Bizleri burada mükemmel bir şekilde ağırladılar. Misafir ettiler, misafirperverlik örneği gösterdiler. Aynı şekilde biz de onları İstanbul'da hiç şüpheleri olmasın aynı şekilde ağırlayacağız" ifadelerini kullandı.

'HEM RAKİBİMİZİ HEM DE HAKEMİ YENMEK ZORUNDA DEĞİLİZ'

Futbolcuların ve teknik ekibin iyi mücadele ettiklerini aktaran Yücel, "Özellikle Ajax mağlubiyeti üzerine ve 2 deplasman üst üste ciddi efor sarf ettiler ve çok ciddi mücadele verdiler. Bundan dolayı da hepsine tüm oyuncularımızı, tüm teknik ekibi canı gönülden kutluyorum. Çok çok teşekkür ediyorum. Beşiktaş taraftarı adına. İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım. İlk yarı çok iyi bir top oynamadık. Ama taraftarımızı ve izleyenleri ilk yarı çok memnun etmedik. Özellikle ilk golden sonra ikinci yarı açıldık. Farklı bir şekilde galip gelmeyi başardık. Hakem konusuna tabii ki mecburen değineceğim. Biz Beşiktaş Kulübü, Beşiktaş takımı olarak hem rakibimizi hem de hakemi yenmek zorunda değiliz. Yani bugün iki tane çok net penaltımız verilmedi. Hadi, 'orta hakem atladı' diyorum. VAR'ın gözü önünde, ekranları monitörleri önünde bu iki penaltıyı nasıl atladılar? Madem izliyor VAR, o zaman bizim aleyhimize verilen penaltıyı niye iptal etti? Madem bu arkadaşlar ekran başında izliyorlar, haksız verilen penaltıyı izleyip iptal ettiler. Ondan 2 dakika önce Cıro Immobile'ye yapılan bir hareket var. Akşam muhtemelen tüm yorumcular bunu dillendirilecektir. Biz 50-100 metreden pozisyonu gördük. Aynı atağın başlangıcı, yüzde yüz penaltı. Herhalde arkadaşlar nasıl olsa maç 2-0, maçın sonu geldi. Şimdi bir penaltı daha verip, ortalığı karıştırmayalım tarzında bir düşünceye sahiplerdi" diye konuştu.

'HAKEMLERİ LÜTFEN TÖHMET ALTINDA BIRAKMAYIN'

Sözlerini sürdüren Yücel, "Ben burada Futbol Federasyonu'na ve MHK'ye seslenmek istemiyorum. Ben burada futbolun tüm paydaşlarına sesleniyorum; Hakemleri lütfen töhmet altında bırakmayın. Hakemlere psikolojik baskı yapmayın. Bir hakemi tehdit etmek ne demek ya? Hakemi tehdit edersen, aba altından sopa gösterirsen yarın öbür gün biri de çıkar bir futbol yorumcusunu bacağından vurur. Kendini bilmez başka bir adam, başka bir olaya teşebbüs edebilir. Bizlerin, göz önünde olan spor adamlarının bu tip söylemlere kendilerini çok çok dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü zemini biz hazırlıyoruz. Ondan sonra, 'ah vah' deyip hastanelere koşuyoruz. Geçmiş olsun ziyaretinde bulunuyoruz. Bu saçmalık, bu trajikomik bir durum. Tüm futbol camiasına söylüyorum; Hakemlerimizi töhmet altında bırakacak, psikolojik baskı anlamında onların oyun anlayışını etkileyecek hareketlerde, davranışlarda, söylemlerde bulunmayalım. Çünkü hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Sonra istenmeyen olaylar olduğu zaman da, 'ah niye böyle oldu? Vah niye böyle oldu' diye de serzenişte bulunmayalım" dedi.

'HERKES İŞİNİ DOĞRU DÜZGÜN YAPSIN'

Fikstür konusuna değinen Yücel, şöyle konuştu:

"Özellikle puan kaybından sonra bu fikstür polemiği artık standart oldu. Her sene önümüze geliyor. Herhalde fikstür dezavantajı olarak şu an son yıllarda özellikle ama özellikle bu yıl Beşiktaş çok ciddi bir dezavantaja sahip. Ama biz kesinlikle çıkıp ağlamıyoruz. Beşiktaş'ın geçmişinde geleneklerinde genlerinde bu tip söylemler asla ve asla yoktur. Gerek teknik ekibimiz, gerek oyuncularımız zaten bu işi yapmak için ücret alıyorlar. Bunlar onların profesyonel işi. Bu Avrupa Kupası'nda mücadele eden takımlar, keza Türkiye Kupası'nda ve Süper Lig'de mücadele eden takımlar zaten maçların yoğun olacaklarını önceden biliyorlar. Eğer fikstür çok yoğun diye herhangi bir tereddütleri varsa çok kolay. UEFA Kupası'na katılmasınlar. Sadece Türkiye Kupası'na da paf takımıyla çıksınlar. Sadece Süper Lig'de mücadele etsinler. Ben zannetmiyorum ki herhangi bir Süper Lig takımına, 'UEFA Kupası'nda yer açıldı, buyurun sizi UEFA kupasına alıyoruz' ya da 'Avrupa kupalarından birine alıyoruz' dediğimiz takdirde katılmayacak bir Süper Lig ekibi tahmin etmiyorum. O yüzden oyuncularımızın, teknik kadromuzun işi bu zaten. Biz Beşiktaş olarak her ne kadar Avrupa maçlarından sonra 7 maç üst üste deplasmana da gitsek bu bizim için bir bahane değildir. Bu bizim zaten işimizdir, oyuncularımızın zaten işidir. Hepimiz profesyoneliz. Bizler de yönetim kadrosu olarak gerek teknik ekibe, gerekse de oyuncularımıza düzgün bir zemin hazırlamakla mesulüz. Burada ağlamak için kimse iş yapmıyor. Herkes işini doğru düzgün yapsın diyorum."