Ali Gültiken'in değerlendirmesi şu şekilde:
Oyununun ilk yarısı yine Beşiktaş adına tam bir felaketti. Mış gibi yapmaya çalışan birçok oyuncu gördük. Koşuyormuş gibi yapan, mücadele ediyormuş gibi yapan, çok istiyormuş gibi yapan içi boş görüntüler sahadaydı… Bu oyunculara sabretmek gerçekten çok zor. Joao Mario, İmmobile ve Muçi yine yokları oynadılar. Teknik heyet de özellikle oyunun ilk yarısında yine sınıfta kaldı. İlk 20 dakika Beşiktaş kulübesinin önünden, Svensson'un kanadından Beşiktaş sürekli atak yerken buna seyirci kalmayı anlamak mümkün değil. Nitekim gol de bu kanattan geldi.
İkinci yarı için eksik kalan bir takımın verdiği mücadeleyi de ilk devreden ayırmak gerekiyor. 10 kişiyle daha çok karakter ortaya koyan, daha çok oyunun içinde kalmaya çalışan, en azından Beşiktaş kimliğini sahaya koyabilecek görüntüler taraftarın içini serinletti. Kulübeden gelen Mustafa ve Rashica'nın gayreti, Fernandes'in, Paulista'nın, Chamberlain'in ayakta kalma çabaları, Rafa Silva'nın tek kişilik ordu gibi ortaya koyduğu etkili performanslar Beşiktaş'ı ikinci yarıda ayakta tuttu. Futbolda bir laf vardır, kaybederken de kullanılır: "Böyle oyna canımı ye." Bu söz Beşiktaş'ın ikinci yarıdaki mücadelesine tam karşılık geldi. Skordan bağımsız, büyük takım kimliğiyle sahada mücadele etmek, olmazsa olmazlardan biridir. Siyah-beyazlı takımın bu kadar gelgitler yaşadığı bir sezonda, ilk yarısını çok kötü oynadığı bir maçın ikinci devresinde gerçek kimliğini sahaya yansıtması dün akşamın güzelliklerinden biriydi.
duhuliye.com
HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..