Skor olarak Beşiktaş kazandı ama oyun için bunu söyleyemeyiz.. Evinde taraftarı önünde 3 puan almak zorundaydı.. Yeni başkan gelmiş, takımın paraları hesaplara yatmış.. Yani söz sırası Beşiktaşlı futbolculardaydı. Ama gelin görün ki böyle bir tablo olmadı!.. İlk 30 dakika Beşiktaş yok, Mert Günok vardı.. Milli kaleci maçın yıldızı oldu.. Sonrasında gelen goller vardı.. Beşiktaş yine kaliteli ayaklarıyla golleri buldu.. İlk yarı bitmiş.. Skor üstünlüğü var.. İkinci devre Beşiktaş'tan taraftar daha farklı bir skor, daha iyi bir futbol beklerken hayal kırıklığına uğradı. Bodrum pozisyonları buldu, penaltısı verilmedi.. Buna rağmen golü de attı, farkı 1'e indirdi.. Hatta 102. dakikada direğin yanından top dışarı gitmese, skor 2-2 olacaktı. Bodrum maç boyunca Beşiktaş ceza sahası içine 42 defa girmiş, 17 şut atmış. Beşiktaş'ta bu rakamlar 21 ve 8... Yetenekli oyuncuları olsaydı konuk takım maçı kazanırdı. Beşiktaş, şansıyla ve Mert'in performansıyla 3 puanı aldı.. Fakat umut vermedi. Maçın özeti bu.. Beşiktaş savunma yapamıyor, Beşiktaş top rakipte iken panikliyor, topu alamıyor.. 4 pas üst üste yapamıyor.. Hücum seti yok.. Mücadele yok.. Büyük bir takım bunları yaşar mı? Yaşıyor.. Şimdi Sayın Adalı diyor ki: "Teknik adam için acele etmeyeceğiz.." Bu düşünce doğru olmakla beraber süreci de çok fazla uzatmamak lazım.. "Ya Serdar Topraktepe ile devam edeceğiz" deyin ya da yeni hocayı belirleyin.. Belirsizlik, takımı işte böyle etkiliyor.. Futbolcu kimle devam edeceğini bilmek ister.. Oyuncu topluluğu belirsizliği sevmez.. Papatya falı işe yaramaz.. Acilen takımın yeniden yapılandırılması gerekiyor.. Şu oyun ile Beşiktaş, Samsun'u yenebilir mi haftaya.. Yanıt yukarıda!
Sabah/ Murat Özbostan