Beşiktaş sahada gezinip ‘ahmakça’ pas hataları yapan, oynamamak için ayak direten bu futbolcuların tümünden kurtulamayacağına göre tek çözüm onları oynatmak olacaktır. Onları istenilen seviyede oynatacak teknik direktör de ne yazık ki Serdar Topraktepe değildir.
Önce sünger çekmeli kısa geçmişe ardından da kafayı kaldırıp ileriye bakmalı. Eskilerin deyişi ile ‘Olmuşla ölmüşe çare yok.’ Bunu kim transfer etti? Bu adam niye alındı? Buna kaç milyon ödendi? Ve benzeri eleştireler artık sona ermeli Beşiktaş’ta, elbette barış ve başarı isteniyorsa. Elimizdeki kumandayla filmi geri sarabiliyoruz ancak yaşamda böyle bir olanağa sahip değiliz. Olan olmuş yakınmak hiçbir şeyi değiştirmiyor ve değiştirmeyecek. Beşiktaş, ıslak ve soğuk gecede Bodrum’u 2-1 yendi ama…
Karşılaşmanın ilk yarısı bir yana ikinci bölümde ortaya çıkan gerçek şu: Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi deniyor şu sıralarda Beşiktaş’ta. Sahadaki kötü oyunu ve berbat performansı nedeniyle teknik direktörden ‘fırça yiyeceğim’ kaygısını taşıyan tek bir futbolcu yok kadroda, buna yerliler de dahil. Semih Kılıçsoy ve gelecekte ‘büyük topçu olacak’ şeklinde lanse edilen Mustafa Hekimoğlu da bu değerlendirmenin içinde elbette. Teknik direktörden çekinmeyen, kulüp başkanını ve yönetim kurulu üyelerini ciddiye almayan, medyanın haklarında yazacaklarını umursamayan futbolcu topluluğu bundan çöktü durduk yerde değil. Beşiktaş’taki çöküşünün ardındaki neden tas tamam bundan ibaret. Ayrıca bunlar takım arkadaşlarına saygı duymadıkları gibi onları küçümseyerek, megalomaninin alt düzeyini yaşamaktalar. Kendilerine göre hepsi birer ‘yıldız’ ama iş takım oyununa gelince nedense ortada yoklar…
Beşiktaş’taki ‘ecnebi’ futbolcuların en büyük güvencesi ise imzaladıkları astronomik sözleşmeler. Hiç kuşkunuz olmasın içlerinden geçen şundan ibaret; “Beşiktaş için kendimi paralasam ne olacak? Sözleşmemi feshederlerse bana servet öderler. Vergisiz bu kadar parayı başka nerede kazanırım?” Büyük çoğunluğun son durağı Beşiktaş olacak Ciro Immbobile, Joao Mario, Rafa Silva gibi… Felix Uduokhai, Cher NdOur, Milot Rashica, Ernest Muçi ve Gedson Fernandes gibi gençler ise Türkiye’deki futbolu pek ciddiye almıyorlar. Beşiktaş’ın ivedi olarak ‘otoriter’ bir teknik direktöre sonra da takım içinde sesini yükseltecek ‘akıllı’ ve deneyimli güvenilir bir futbolcuya gereksinimi var.
Doktor oldum, gece gece Beşiktaş’a ‘reçete’ yazıyorum! Tabii ki bu benim öngörüm, ciddiye alıp almamak başkalarına kalmış! Transfer yapmış olmak için kadroya futbolcu katmanın getirisi hep böyle olmuştur ve bundan sonra da olacaktı… Beşiktaş sahada gezinip ‘ahmakça’ pas hataları yapan, oynamamak için ayak direten bu futbolcuların tümünden kurtulamayacağına göre tek çözüm onları oynatmak olacaktır. Onları istenilen seviyede oynatacak teknik direktör de ne yazık ki Serdar Topraktepe değildir. Beşiktaş’ın yeni yönetim bu konudaki adımını biran önce atmak zorundadır.
Maç mı? Beşiktaşlı futbolcular biraz kaledeki kaptanları gibi ‘mertçe oynasalar’ hem tribünler yeniden dolar hem de takımın oyunu izleyene keyif verir. Objektif değerlendirmede Onur Bulut değil Beşiktaş’ta Bodrum’da bile kadroya giremez. Beşiktaş tribünlerinin protesto ettiği Arthur Masuaku ile gösterişten uzak Bakhtiyor Zaynutdinov takımın en iyileriydi Bodrum karşısında. Kötü olan VAR’a gittiği halde Bodrum’un penaltısını ‘pas’ geçen hakem Mehmet Türkmen’di…
Ayrıca hakem Mehmet Türkmen, Ali Aytemur’un Gedson Fernandes’i hastanelik ettiği pozisyonda niye kartını kullanmadı? Sanırım bu sorunun yanıtı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘dâhiyane!’ fikrinde saklı! Bundan böyle hangi hakem AKP’nin hiddetinden çekinmeyerek ‘kırmızı kartı’ gösterecek, merak ediyorum!
T24/ Asena Özkan