Beşiktaş'ın üstüne git, mutlaka gol bulursun. Bu gerçek değişmiyor.

Takımın direnci ve mücadele gücü sıfır. Orta alan durmadan yana ve geriye oynuyor topu. Rakip senin ceza sahanı yürüyüş parkuru haline getirmiş, tam 19 defa tehlike yaratmak için uğraşmış. Beşiktaş takımı sadece pas yapıyor can sıkıcı bir şekilde. Paslar dikine olsa ‘Tamam uğraşıyorlar’ işte diyebilirsiniz ama durum öyle değil. Kimsenin sorumluluk almak için ön plana çıkmadığı bir takım ne yapabilir? Elbette hiçbir şey. Masuaku kadar kolay çalım yiyen bir bek hatırlamıyorum. Joao Mario kalitesini Benfica'da bırakmış. Kendisi Beşiktaş'ta bir boş vermişlik içerisinde. Tam paramı alırım, oynatırlarsa idare ederim, oynatmazlarsa yatarım modunu açmış.

Rashica'da durum çok enteresan. Galatasaray'da seyretmesem ‘Nereden buldular bu bitik kanat forveti’ diyeceğim.

Uduokhai petrol tankerleri gibi ağır dönüyor.

Bu haldeki takım normal olarak iki gol yedi ilk yarıda. Rafa Silva, Immobile ve Semih uğraşan, çalışan oyuncuların başındaydılar. Rafa golü attı ama takım kötü oynuyor. Bu yüzden yapacak bir şey yok.

Bu defa sahada olmayan bitik oyuncuları çabuk oyundan almıştı Bronckhorst. Salih'i seyrederken, ‘Joao Mario'ya verilen milyon Euro'lara yazık’ demek geliyor insanın içinden.

Bu takım antrenmanlarda hiç hücum setleri çalışmıyor mu? Ne yapıyorlar mesela? Duran top kullanamıyorlar. Kornerlerde bol bol tehlike yaşanıyor Beşiktaş savunmasında. ‘Bari bunu çalışsalardı’ diyorsun ama sistem işlemiyor.

Gedson Fernandes "Hedefim Portekiz Milli Takımı" diyordu. Takımın bitik halinde o da kayboldu. Immobile Avrupa maçlarında penaltı kaçırmaya devam ediyor. Neler oluyor bu takıma? Üçüncü golü yemek kaçınılmazdı.

Yine başladı üçler, dörtler. Takım süratle uçuruma gidiyor. Bakalım neler olacak.

Sözcü/ Ercan Taner