Ülkemizi esaretten kurtarıp Cumhuriyet’imize kavuşturan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü ve bu mücadelede silah arkadaşlığı yapmış Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün temellerini atan kurucularımızı minnet ve şükranla anıyorum.

Bu duygusal günleri yaşarken iki sezondur Beşiktaş’ımız da başarısız yönetimler gereği hüzün hakim olmuştur. Bir Japon atasözü der ki “Biri beni aldatırsa yazıklar olsun ona, iki kez aldatırsa yazıklar olsun bana “. Bu düşünce ışığında Beşiktaş kongre üyelerinin yeni başkanı seçerken kendilerine

“yazıklar olsun “dedirtmemelidir.

Günümüzde cakla, cukla, mışla, mişle, evirmeden, nazlanmadan, yaşananların ışığında ileriyi görerek  başkanlığa soyunup ilan eden bir tek sayın Hasan Arat var. Kararsızlık içerisinde o girerse girmem bu girmezse girerim düşüncesi ile hareket ettiklerini duyduğum iki aday adayı daha var. Serdal Adalı ve de Emre Kocadağ... Japon bilgelerin aldatılmak üzerine olan uyarıları Emre Kocadağ’ı tarif ediyor. Fikret Orman koltuk verdi ancak o içten içe başkanlığa oynayan Ahmet Nur Çebi ile birliktelik yaparak Orman’a yanlış yaptı. Haliyle Çebi yönetimine girdi, futbolun başına geçti, işler kötü gidince “ benim hiçbir şeyden haberim olmadı “ bile diyebildi. Oysa ki tüm işlerin başında kendisinin olduğu herkesçe bilindiği gibi açıklamalarından da belliydi. Burada düşünce “Çebi yönetiminden gelme bir aday “ olmadığını anlatmak kurnazlığına kimse inanmaz. Ne yapılırsa yapılsın bu kötü gidişin 3 yaratıcısından birinin Kocadağ olduğunu bilmeyen yoktur.

Beşiktaş camiasının kulüplerinin bekasını düşünüyorlarsa iki defa ayağına takılan taşa üçünce defa takılma yanlışını yapmayarak doğru olanı sandık başında yerine getirmeleri önemlidir. Tabi ki bu düşünce içinde ruhunda siyah beyaz aşkı taşıyanlara için geçerlidir. Toplama, bindirilmiş kıta gibi hareket eden, girmelik ve aidatlarını dahi kendileri ödememiş Beşiktaşlı oldukları bile şüpheli olan sözde kongre üyeleri için geçerli değildir.

Şimdi konuyu biraz derinleştirip “Kim Beşiktaş Kulübü başkanı olmalı“ savının cevabına bakalım.

- Birinci sırada aday olacak kişi yüreğinde benliğinde Beşiktaş sevgisi taşımalı

-Ata’dan Beşiktaşlı olmalı, genlerinde bu aşk olmalı

- Almak için değil, vermek için başkanlığa talip olmalı. Bu anlamda Kulüp ile ticari ilişki içerisinde  

  olmayı aklından bile geçirmemeli ( Kötü örnekleri yaşandı)

- Yönetimlerinde elit isimler, spor kulübü yöneticiliği tecrübesi, sporcu geçmişi olanlar da   

   bulunmalı.

- Camiaca tanınan, geçmiş  başarılı çalışmaları bilinen, gelecekte de iyi işler yapacağına 

   inanılan, liderlik vasfı taşıyan, temsil yeteneği güçlü olmalı…

   Bu kriterler kişiler için değişebilir, ilaveleri olabilir
Başkan adayının ve düşünenlerin çevrelerini de yeniden kontrol etmeli geçmiş dönemlerde başkanlığa aday olup kaybettikleri seçimlerin nedenlerini iyi tahlil edip yanlışı yanlışla düzeltmeye kalkmamalıdırlar. Daha önce bu durumu sayın Hasan Arat ‘ ta sayın Serdal Adalı da  yaşadılar.

Çalışma arkadaşlarını bu defa geçmişten ders alarak daha yenilikçi, değişimci olacağı düşünülen hizmet aşkı açlığı yaşayan isimleri tercih etmeliler.

Etrafta kendi kendine gelin- güvey olanlar var. Yönetici olmak i.in sağı solu arayıp ailecek kendilerini pazarlayanları duyuyorum. . Başkan adaylarının geçmişte yanlışları olmuş, taraftara sandalye, küllük fırlatıp hukuki takibe takılmışları yanına yaklaştırmama konusunda hassas davranmaları önemlidir.

Kulüp yönetimi, taraftar ilişkileri medeni bir ortamda her kesim kendine yakışan şekilde saygı sevgide eşitlik, ilişkilerde mesafe olması önemlidir.

Kulüp içi yönetim ile kurulların ilişkileri kurumsal olgunlukta şimdikilerde ki gibi sicil komitesi bir tarafta diğerleri karşı tarafta gibi bir görüntü verilmemelidir. 

Bu hatırlatmaları şimdiden yapmakta ki maksat testi kırılmadan uyarı yapmış olmak içindir.