Beşiktaş’taki kaotik günler, seçim kararı alınması ve derbi başarısı ile nispeten atlatılmış gözüküyor. Başkanlık yarışına Serdal Adalı’nın da dahil olması adayları daha dikkatli yönetim kadroları yapmaya zorlayacaktır. Zira kulübün geleceğe yürüyeceği yol çok engebeli, dolayısıyla sıkıntılı durumdadır. Ahmet Nur Çebi’nin bıraktığı kötü miras 1 yıllık Hasan Arat döneminde bırakın iyileşmeyi bilakis daha da kötü bir mali ve idari tablo yaratmıştır. Bu başarısızlıkta doğal olarak Arat başta olmak üzere Hüseyin Yücel ve tüm yönetim sorumludur.
Düne kısa bir bakış atarsak, üzülerek görülen son iki yönetim döneminde kulüp içerisinde Fikret Orman ve Hasan Arat tarafından da dile getirilen “kumpas“ kültürünün öne çıktığıdır. Bu durumun başlıca sebebi son iki başkan ve çevresinin sosyal medya denilen bir bölümü satın alınmaya müsait, hatta kulüp içerisinde at oynatan, adına trol denilen ahlaksızları kullanmalarıdır. Zamanı geldiğinde bunları besleyen yönetici ve yakınlarını açıklamak boynumuzun borcudur.
Hasan Arat’ın istifası sonrası gündeme gelen Samet Aybaba, Kaan Şakul ve olayların kahramanlarının açıklamalarında ne söyledikleri, ne söylemek istediklerini zamanla gün ışığına çıkaracaktır. Bu noktada Dernek Denetim Kurulu’nun inceleme sonuçları bu hususlarda çok yardımcı olacaktır. Denetim Kurulu’na güvenmeliyiz.
Kim başkan olmalı sorusunun cevabı “çok parası olan” olmamalıdır. Zira paranın başarı ve mutluluk getirmediğini yaşayarak görüyoruz. Zira günlük başarı ve popülizm uğruna mali katkı sağlayanlar bu paraları hibe etmemekte, alacak–borç ilişkisi içerisinde evraklaştırmaktadırlar. 1-2 isim dışında 50 yıldır hibe edene rastlamadığım gibi üzerinden para kazananları görmüşümdür. İş hayatlarında kendi çabalarıyla bir yerlere gelen isimlerin spor kulüplerinde görev alma arzuları aile şirketleri mensuplarına göre çok azdır. Bu hususta etken kendilerini tanıtıp sosyal çevre edinmek dürtüsüdür. Bunun örnekleri herkesçe bilinir. Taze bir olay geçtiğimiz günlerde yaşanmış, baba vaatte bulunmuş yönetici oğul yalanlamıştır ama zihinlerde yer etmiştir. Burada “çamur at izi kalsın “deyimi değişik şekilde dillendirilmiş, ”yalan at belki inanan olur“a dönüşmüştür. Bu zavallılardan Beşiktaş’ın temizlenmesi gerekir.
Kim başkan olmalı sorusunun cevabı yukarıda az bir bölümünü hatırlattığım yaşanmışlıklar dikkate alınarak genişletilip analizini yaptığımızda karşımıza zorluklar çıkmaktadır. Bu zorlukları aşmak, yapılan hataları görüp iyi değerlendirerek karar vermek başkan adayının şansını yükseltir.
Bu noktada kongreye ve taraftarlara düşen en büyük görev bugünü değil yarını düşünmek olmalıdır.
“Çıldırt başkan“ dönemleri en azından bir süre askıya alınmalı, ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız. Adam bir tane atkı almaz, 20 milyon Euro’luk futbolcu isterse sonumuz hayırlı olmaz.
Bu kulüp kendi özkaynağından yetişmiş futbolcu çoğunluğu ile 90’lı senelerde 5 sezonda 3 şampiyonluk, 2 ikincilik elde etmiştir. Sabırla ama tribünleri doldurarak bu anlayışı desteklemeliyiz.
Hüseyin Yücel’in en büyük dezavantajı gelinen noktada pay sahibi olması, Arat’ın kendi tercihi yöneticilerin Hüseyin Yücel dahil dörtlü, gene Hasan Arat’ın “ima ettiği“ kalkışma” yapan, şahsi tanımlaması ile “kumpas” kuran herkesçe bilinen isimleri yönetimine alması halinde kendi itibarını da zedeler ve şansını kaybeder. Kadrosunu 1- 2 icracı isim dışında baştan sona yenilemelidir. Maddi katkısını şimdilerde ortaya çıkan kalkışmanın ilk ayağı olarak düşündürebilecek son 2 ay kesmesi ve yaşanan olumsuzluklar sonrası başarısızlıklar neticesi şampiyonluk potasından uzaklaşılması kendine olan güveni sarsmış ve inanılırlığını azaltmıştır. Beşiktaş camiası hiçbir dönem geçmişi unutmaz ve değerlendirmekten kaçınmaz. Hüseyin Yücel’in kongre altyapısı yok denecek değerdedir. Derneklere yakınlık göstermesi getireceği oy düşünüldüğünde fazla katkı sağlamaz. Yukarıda değindiğim hususlar ışığında yeni, kuvvetli. kredibilitesi olan isimleri yönetimine alarak kongreyi etkilemesi çok önemlidir.
Serdal Adalı yukarıda konu ettiğim, Beşiktaşlıların yediden yetmişe gönüllerinde vefa duygusu besledikleri bir isimdir. Görev aldığı dönemlerde verilen işleri başarı ile sonuçlandırması önemli yöneticilik avantajıdır. Kaybettiği seçimlerden sonra özeleştiri yaptığında tespit ettiği yanlışlardan arınması, kendine yeni bir ufuk açması gerekir. Bilhassa iki seçim öncesi yönetim listesi kuvvetli isimlerden oluşmuştu. Hatır gönül işini bırakıp gerçekçi bir liste hazırlaması önemlidir. Kongre iklim rüzgarının yelkenlerini doldurup yol almasını sağlayacağı görülmektedir. Şimdiden her iki başkan adayına da başarılar diler, sonucun kulübümüze hayırlar ve başarılar getirmesini temenni ederim.
Atıf Keçeci / Duhuliye