Son iki aydır Beşiktaş camiasında yoğunlaşan kongre havası pazar gecesi itibarıyla son buldu... Sn. Hasan Arat Beşiktaş'ın 35. Başkanı oldu... Sabahın ilk saatlerinden itibaren akıl almaz kuyruklar oluşturan kongre üyeleri türlü cefalar çekerek anca oy kullanabildi... 3800 kişilik salona 13 bine yakın insanın geleceği ön görüldüğü halde maalesef önlem alınmaması ciddi sıkıntı yarattı... Neydi önlem? Alacaktın seçimi stada Koyacaktın stadın ortasına elli tane sandık, Bir saatte iş bitecekti... Çoğu insan oy kullanmadan geri gitti... Reva mı bu şimdi!? Neyse! Kongreden sonra Sn Arat da bu minvalde görüş belirtip artık bu salonda seçim yapılmayacağının kalın harflerle altını çizdi... Sonra bir ikinci husus, 22 bine yakın oy kullanabilecek üye varken Salona yalnızca 12 bin civarı üyenin gelmesi, Ki bu sayı rekor... Diğer 10 bin kişinin hiç oralı olmaması... Nerede bu 10 bin kişi? Seçim havasının bu kadar yoğun yaşandığı ortamda 10 bin kişinin ortalıkta olmaması soruşturulması gereken bir konu bence...Bu da notlarımız arasında olsun... Vel hasıl-ı, Bir seçim daha kazasız belasız bitti... Sn. Hasan Arat'ı bir kez daha kutluyor Beşiktaş'ın başarıdan başarıya koşacağı yıllar diliyorum... Hep dediğimiz gibi, Sonunda kazanan Beşiktaş olsun...
KARBÜRATÖR SU KAYNATINCA
Biliyorsunuz hafta sonu bütün Beşiktaş camiası kongreye angaje oldu... Tabii biz kongre derdindeyken Portekiz devlet başkanı Salazar'ın "Üç F" formülü............ Pardon pardon, Galatasaray'ın ve hakemlerin televizyon dizisi tadında hikayelerini kaçırdık!!! Gece eve gidince göz atayım dedim... Eve giderken içimden geçirdiğim 'şeftali hoşafı gibi yayılırım yatağa' düşüncelerim, Pendik'in ceza sahası köşesinde yediği darbelerle auta çıktı.... Bir hakeme göre kilo almış Volkan beyin o pozisyonu görmemesini hayretle karşılarken, VAR odasının bu dizi tadında hikayeyi sadece seyretmesini artık 'normal' algılıyoruz... Volkan beyin o pozisyona faul çalmamasını tek bir şekilde açıklayabilirim... O, o hareketi ceza sahasının içinde zannetti G.Saray'a penaltı verme yasağı olduğundan "Aman abi, şimdi başıma iş almayayım" mantığıyla görmezden geldi... VAR odası da Avrupa kupası ödüllü diziyi seyrettiğinden pozisyon "The Ghost" adlı filmin setine çıktı... Daha neler var da karbüratör su kaynatmaya başladı... Doktor fazlası zarar dedi... Günde bir Galatasaray maçı pozisyonu yetiyormuş bana O da yemeklerden sonra...
LOGONUZU BİR SANTİM YUKARI KAYDIRIN BE KARDEŞİM?!
Cumartesi Sinan Erdem'de oynadığımız F.Bahçe maçına kilitlendik, Oturduk pür dikkat seyrediyoruz... Maçın ortalarında spiker de hatırlatmasa dakika mefhumunu fazla umursamıyorduk ama, Periyot sonları saniye bile önem taşıdıkça gözümüz yayıncı kuruluşun verdiği, Skor ve dakika/saniyeyi gösteren tabeleya kayıyordu... Hücum süresini, kalan saniyeyi takip edebilmek için ister istemez her salise hem de... Ama o da ne?! Yayıncı kuruluşun kocaman kırmızı yuvarlak logosu tam da o tabelanın üzerinde! Dakika kısmını tamamen kapattığından süreyi hiçbir şekilde takip edemedik Ve içinden çıkılmaz bir sinire ulaştık!!! Taa son 35 saniye kalana kadar... 35 saniye kala kaldırdılar logoyu iyi mi?! Ya yayıncı kuruluşun yetkili arkadaşları???!!! Hiç mi eşiniz dostunuz uyarmaz? Siz hiç mi seyretmezsiniz maçı? Bu işin rejisi, kamera odası falan yok mudur? Vallahi değişik bir durum ya?! Basketbol tamamen saniyeye bile odaklı bir spor ve biz ekran başında hiçbir aksiyonu takip edemiyoruz... Logonuzu bir santim yukarı kaydırdığınızda hiçbir sorun kalmayacak!!!! Lakin tam mesele o değil Mesele bizim takip etme ihtiyacı duyduğumuz görseli Sizin takip etmeye bile ihtiyaç duymamanız!!! Mesele mi sıkıntılı yoksa sıkıntı meselenin özünde mi siz karar verin....
Alen MARKARYAN / Akşam