Maç İsviçre’nin Thun şehrinde ama stadın içi sanki Beşiktaş Köyiçi gibiydi. Bu kez Semih yerine Rafa Silva sol önde, Cher Ndour ilk 11’de Colley yerine de Emirhan asıl mevkisi stoperde başladı. Emirhan bir kere kafadan Colley’den daha dengeli bir stoper karakterine sahip: Beşiktaş maç başlar başlamaz önde organize presle etkili oldu, Lugano 7’de ilk kez presi aştığında Emirhan kademede karşılarına başarılı bir müdahale ile dikildi. Hemen ardından İsviçre milli Steffen’i durdurdu. 17’de Gabriel’in kale çizgisinde çıkardığı topta hemen yanındaydı. 22’de Gabriel’in şahane uzun pası Gedson’un golüyle asiste dönüştü. 30’da Emirhan yine akıl dolu bir müdahale yaptı ama 33’te tecrübe eksikliğinin kurbanı oldu ve yenilen golde erken öne çıktı. Belki Atiba gibi pres yaptığı kadar kendi ceza alanınında da ekstra kademe yapabilen bir orta saha olsaydı belki Beşiktaş o golü yemezdi. Golden hemen sonra Emirhan yine iyi bir müdahaleye imza attı ancak Beşiktaş gol öncesindeki oyun üstünlüğünü Lugano’dan bir süre geri alamadı. Pres yaptıkça oyun üstünlüğünü yakalayan bu Beşiktaş 11’inin orta 3’lüsü kendi kalesine yakın savunmak zorunda kaldığında fazla yumuşak kaldı. Devre sonuna doğru tekrar ön alan presiyle oyunu dengeleyen Beşiktaş kazandığı toplarda Rafa Silva’nın merkezde oynarkenki kreatifliğini aradı.
İkinci yarıda Rafa Silva’nın Gedson’a yaptığı “krampon giymiş Einstein asisti”nde ilk yarıda aradığımız kreatifliği dibine kadar gördük! Skoru 2-1’e getiren asistte Rafa Silva’nın altın değerinde topuğundan ustalık ve topla şiir yazmak mealinde bir sürü yeni GIF üretilebilir! Hemen ardından Masuaku solak Beckham tadında bir korner kullanımıyla Musrati’nin kafasını Beşiktaş da üçüncü golünü buldu. Geçen sezonun en golcüsü Semih’in oyuna girmediği bir maçta bile Beşiktaş üç gol atabilecek ofansif kaliteye sahip.
Ali ECE/fanatik