Serdar Sarıdağ'ın açıklamaları:
''Önce adaylığını koyan ya da seçimden sonra yarışı kazanmış olsun, başkan olan kim olursa, öncelikle o kulübü çok daha şeffaf bir şekilde yönetmek zorunda. Çünkü bu camia çok büyük bir camia. Gördüğümüz gibi bir sene içerisinde, Mayıs’ı da katarsak, 3 tane seçim olacak. Bu camiada, saha içi sonuçlar olsun ya da dışarıdan olsun, kulüpte ne varsa kötü giden, mutlaka reaksiyonu çok hızlı bir şekilde gösteriyor; çok sert bir şekilde de gösteriyor. Ahmet Nur Çebi yönetimi gitti, Hasan Arat yönetimi çalkalandı, Ahmet Nur Çebi döneminde hocaları gitti ve burada Giovanni gitti. Yani bu ne demek? Bu kötü gidişata taraftar camia fazla tahammül gösteremiyor. O yüzden şeffaf bir şekilde yönetmesi gerek.
Ayrıca, bana göre en önemli nokta transferler ve bütçe. Burada da şeffaflık olunmalı. Elbette transferler gizli bir politika, gizlilik içerisinde yönetilmeli, o başka. Ama farkındaysanız, Beşiktaş'ın en çok başarılı olduğu dönemler, en parasız dönemlerine denk geldi. Bu çok önemli bir detay; yani parayla şampiyonluk olunmuyor, akılla şampiyonluk olunuyor. Parasız kalınan dönemde yönetim ne yaptı? Akıl kullandı, çaresizlikten yeni çözümler üretti. Bence Beşiktaş parasız dönemlerinde nasıl şampiyon oldu? Niye şampiyon oldu? Buna baksın. Yeni gelen yönetim yine şampiyon olur. En önemli nokta bence burası.
Ben her yönetimde, hatta başkan futbolun içinden gelmiyorsa, en azından yöneticiler içerisinde futbolun içinden gelen insanlar olması gerektiğini düşünüyorum. Ama bu camianın evlatları dediğiniz kişileri yönetimlere, futbol idari bölümlerine alıp da seçimlerden sonra bir kenara atılması, unutulması Beşiktaşlıları derinden üzüyor. Bundan sonraki yönetimler, camianın evladı dediğiniz, hakikaten futbolu bilen, hakikaten futbol idaresini bilen kişileri, yani sadece Beşiktaş'ta futbol oynamış olduğu için değil, eğitimini almış, hatta eğitimli ise hocalık pro lisans gibi, onları tercih edebilir. Ben mutlaka mutlaka yönetimlerde futbolun içinden gelen kişilerin ve daha önce de yöneticilik yapmış, başarılı olmuş bir sürü yöneticilerin olduğunu düşünüyorum. Onlardan bile bazı kişilerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Yani burada yeni isimler, tecrübeli isimler, futbolun içinden gelen isimler ve bütçe planlamasını yapan isimlerden oluşabilir.
Güçlü yönetim gerek; bu çok net. Yıldırım Demirören bir 12 sene sonra konuştu. Ne dedik? Güçlü yönetim, güçlü Beşiktaş diye. Ben de her zaman söylüyorum; yani Beşiktaş yönetimi güçlü olmalı, dışarıdan bakıldığında, evet, burası Beşiktaş, gerisi diyebileceğimiz güçle çapta olmalı. Bence buna dikkat edilmeli.
Ben şimdi rakamları girmem ama bu kulübün şu anki mali yapısını kurtarabilecek bir misyon yok. Önümüzdeki tek model, Fikret Orman başkanlığındaki feda dönemi. Oradan da dersler çıkartılabilir, notlar alınabilir, örnekler kullanılabilir. Borç o kadar büyük ki, öyle bir misyon bence şu an yok.
Şampiyonluk açısından baktığınız zaman, Sergen Yalçın dönemindeki şampiyonluk tarihin en unutulmaz şampiyonluğuydu. Seyirci yok, para yok. Nsakala ve Welinton’la şampiyonluk. Böyle bir feda dedik, 34 sene şampiyonluk gelmez diye bir şey yok ama feda dediğiniz zaman en az 2 sene sabredecek. Mevcut kadro Fenerbahçe'yi yendi ama çok iyi oynadı mı diye bakarsak; maç alacak kadar oynadı. Fakat daha iyi olmak zorunda. O da neden? Giovanni sezon başından itibaren uyguladığı kendi anlayışından dolayı kadro psikolojik olarak, örgütsel olarak da etkilendi. Yavaş yavaş toparlıyor, bence bir süre sonra bu kadro çok daha iyisini verecek. Burada kadro kötü değil, bu arada ama plansız. Orta sahada çok adam var. Yani kenar oyuncu almayı unutmuşlar. Bir tablo var ortada; o kadro kaliteli ama plansız.
Şu da bir gerçek: Serdar Topraktepe ileride çok başarılı olur mu, şampiyonluk görür mü, kariyerinin nereye gider bilmiyorum ama Serdar Topraktepe bana şunu dedirtiyor: "Serdar hoca, Giovanni'den çok daha iyi hoca." Bunu çok net söyleyebiliyorum. Ziraat Türkiye Kupası var; adamın geçen seneki o kadroyla, o kupayı kazanmak kolay değil. O yüzden bence Serdar Topraktepe, Giovanni'den daha iyi hoca. Sezon başından beri Serdar Topraktepe ile devam edilseydi, bence buralara kadar gelmezdi. Ya da adı geçtiği için söylüyorum; Giovanni yerine Sergen Yalçın’a mı sorsalardı, belki bugün Beşiktaş liderdi. ''