Bazı oyuncular vardır, varlığında nedenini sorgular gibi olursun oysa yokluğunda seni kendinle baş başa bırakır. İşte Salih de böyle bir oyuncu.
Özellikle geçen sezon sahada olduğu her maçta bir kısım taraftarlarca yeterli görünmese de Salih’ten önce ve Salih’ten sonra 2 ayrı Beşiktaş izledik birçok maçta. Bakü’de de turnusol kâğıdı gibi aynı senaryoyu izledim sanki.
Salih oyunda kaldığı süre zarfında Beşiktaş’ın orta alan geçirgenliği ne kadar az ise, işin organize kısmı da o kadar çeşitliydi. Oyunda kaldığı sürede Beşiktaş’ın kalesinde gördüğü isabetli şut sayısı 2 iken, Salih sonrası bu rakam 11 şut oldu. Salih’in bireysel performansını anlatmaktan ziyade, size Salih’li ve Salih’siz oyunun farkını anlatmaya gayret ediyorum. Mesela Salih oyundayken Bakü’nün hiç kontra çıkamadığı ancak Salih oyundan çıktıktan sonra ise orta alanı otobana çevirip hızlı ataklarla Beşiktaş’ın ceza sahasında sürekli şut imkânı buldukları dakikalar sıklıkla yaşandı…
Sözün özü Salih’li Beşiktaş’ın orta sahası üreten ve alanı kapatan bir hüviyete bürünürken, Salih çıktıktan sonra ise adeta otobana dönüyor! Onana için keskin cümleler kurmak için henüz erken! Ancak böyle giderse oyuncuya verilen 5 milyon Euro çok konuşulur benden demesi…
Hangisi doğru?
Bir tarafta “Biz kural ve kaidelere bağlı hareket ediyoruz” diyen Beşiktaş yönetimi, diğer tarafta ise oyunu kendi kurallarına uyduran rakip takım idarecileri. Şimdi size kronolojik sıra ile Galatasaray yönetiminin 5 senelik kalkınma planını anlatacağım;
Hatırlarsanız 2018 senesinde borçlarından ve UEFA FFP kriterlerinden kaynaklı olarak ciddi sorun yaşıyordu Galatasaray. Takımın Avrupa’ya gitmesi tehlikeye girmiş, transferleri geçin, mevcut oyuncuların bile alacaklarında sorun yaşanıyordu. Peki dönemin yöneticileri ne yaptı? Bakalım…
1) Florya'yı önce Emlak Konut’a satıp, o dönem borçları ödeyip yasaktan kurtuldular. (18/19 sezonu)
2) İmarsız olarak sattıkları aynı araziyi 5 sene sonra daha komik bir rakama alıp, İmar izni ile legalleştirdiler.
3) Bankalar konsorsiyumu anlaşmasına, Florya ihalesini de dahil ettiler ve 7 senelik borç yapılandırması ve kredibilite elde ettiler.
4) Bu operasyondan elde edilen sıcak girdi ile yaratılan kredibilite kullanılarak taksitle kalan kısmı da alıp, inşaata hazır hale getirdiler.
5) Günün sonunda 2018 de yarısı kendilerinde olmayan, kalan yarısı da imarsız olan bir araziyi, 2023 yılında imarlı bir halde tamamına sahip olarak inşaata hazır bir alan haline getirdiler.
Yer neresi? İstanbul'un en nezih semtlerinden birisi Florya.
Orada, o araziye paha biçmek neredeyse zor...
Bürokratik olarak güçlü olmak tam olarak böyle bir şey işte. Galatasaray yönetimini tebrik ediyorum. Ciddiyim. Büyük iş! Çok büyük iş. Sonra ne limit tanırsın ne de borç. Gider dilediğin topçuya da dilediğin rakamla girersin. Buna benzer 2, 3 operasyonla her türlü güce sahip olursun. Ama bu operasyonu yapabilmek için,
1) İş bitirme becerin,
2) Gerektiğinde elini cebine atacak camia,
3) Bürokrasi olarak çok güçlü ilişkilerin olması gerekir.
İşin en kritik noktası ise, 5 senelik bu serüvende Galatasaray camiasında başkan ve yönetim kurullarından değişiklikler oldu. Ancak ne giden ne de gelenler bu projeden şaşmadı ve plana sadık kaldı. İşte bu da camia olmanın gereklilikleri.
Şimdi kritik soruya geldik…
Bir tarafta rakipleri sırayla Dünya yıldızları ile takımlarını güçlendiren ve taraftarlarını mutlu eden Galatasaray camiası, diğer taraftar ise, bu yolun doğru olmadığını söyleyen ve oyunu kuralına göre değil, kurallar dahilinde oynadığını iddia eden kulüpler. Siz olsanız ne yapardınız?
Kaynak: Vatan