Futbolun mali çıkmazı içinde olduğumuz şu günlerde Beşiktaş başkanı sayın Ahmet Nur Çebi bir açıklama yaptı; “İçinde olduğumuz durum haziran ayına kadar devam ederse iflas ederiz” diye..
Kulüplerin mali tablosuna baktığımızda zaten “iflas” etmemişler miydi?
Kulüplerin en yüksek makamından gerçek artık net bir şekilde dillendirilmeye başlandığına göre, herkes olayın vehamet durumunu anlamıştır.
Bu durumun sorumluları elbette belli; “Kulüpleri kendi çıkarları doğrultusunda yönetenler”
Bugüne kadar Beşiktaş adını kullanarak bir yerlere gelenleri, zengin olanları, yükünü tutanları terazinin bir kefesine, diğer kalanları da öbür kefeye koyarsak bugünkü iflas söyleminin net görüntüsü ortaya çıkar. Futbol sanayisi içinde futbolcu transfer etmek en doğal eylem tıpkı futbolcu yetiştirmek gibi.
Futbolcu yetiştirmek yani “Öz Kaynak” düzeni yani herkesçe söylenen adı ile “Altyapı”
Beşiktaş Serpil Hamdi Tüzün ile altyapıda diğer kulüplere göre hep iki adım öndeydi.
Beşiktaş özkaynak düzeni ile gelecek vaat eden gençleri buluyor, onları yetiştirmeye çalışıyordu. Çalıştırmak sadece sahada olmuyor o çocuklara pediatrik eğitim desteğinde de bulunmak gerekiyordu ve biz bunları yapmadık.
Hadi biraz geçmişe dönüp yaptığımız hatalardan örnek verelim.
Mesela Muhammed Demirci’yi hatırlıyor musunuz? Şimdilerde 25 yaşında olan 24 Erzincanspor futbolcusu olup İstanbulspor’da kiralık oynayan Muhammed Demirci.
10 yaşında Beşiktaş forması giyen, federasyondan alınan özel izinle on senelik anlaşma yapılan Muhammed geleceğin Sergen Yalçın’ı lanse edilen ve Barcelona gibi bir devin istediği Muhammed Demirci.
Peki Batuhan Karadeniz’i hatırladınız mı? O da şimdi 28 yaşında ve Tuzlaspor’da forma giymekte. 15 yaşında profesyonel olan İngiltere’nin en büyük kulüplerinden Manchester City’nin bir dönem transfer etmek istediği diğer yetenek.
Maalesef o da işlenmemiş bir değer olarak genç yaşta futbolun Evliya Çelebi’si oldu ve; Bandırmaspor, Adana Demirspor, Sakaryaspor, Şanlıurfaspor, FC St. Gallen , Sivasspor, Trabzonspor, Elazığspor, Eskişehirspor’da futbol oynamaya çalıştı.
Özkaynak maalesef o iş bilmez yöneticilerin ve bu yöneticilerin rotasında ilerleyen sayesinde oldu size Özkaymak…
Kaymağı yiyen yedi, prim yaptı, kartvizit sahibi oldu ama futbolun kalbine de hançer saplandı, genç yetenekler para ve şöhretle kandırıldı kaybeden Beşiktaş oldu.
Gelecek adına adım atmak için bir kere daha kötü örnek olarak sizlerin değerlendirmesine bakıyoruz.
Yapılan pahalı yıldız transferler Beşiktaş'ın geleneğinde hep var olmuştur ve olmalıdır da. Yıldız futbolcuların, kulübün yurt içi ve yurt dışındaki imajının yükselmesine, taraftarlık bilincinin oluşmasına büyük katkıda bulunduğu bir gerçektir.
Kadroda yıldızların olması güzel olmasına güzel ama son 20 senede altyapıdan yalnızca bir futbolcu çıkıyorsa bu da pek ideal bir tablo olmaz.
Beşiktaş’ın altyapısında yıllardır Beşiktaş’a ve Türk futboluna hizmet edecek çok sayıda genç geliyor. Bugünkü kadroda beklentilere cevap verebilecek kalitede futbolcular var. Ayrıca Beşiktaş’ın altyapısı son 15 yıldır çok düzgün çalışıyor. Gerekli eğitimler, gerekli çalışmalar büyük bir titizlikle yapılıyor. Fakat camiamız, gelmiş geçmiş yönetimlerimiz ve A Takımı çalıştıran teknik adamlar, bir türlü bu gençlere forma şansı vermeye cesaret edemediler.
Gençlere şans verilmemesinin ana sebebi, futbolumuzun yönetim aşamasındaki popülist transfer hareket zihniyetidir.
Bu zihniyetten kurtulup (ki bu zihniyetin gereksiz bir şekilde kulüpleri maddi anlamda ne kadar çıkmaza sürüklediği ortadadır.) cesurca davranıp, bu gençlere forma şansı verirsek ve gereken sabır gösterirsek, altyapıdan her sene en az bir futbolcuyu Beşiktaş’a ve Türk futboluna kazandırabiliriz.
Altyapıdan futbolcu yetiştirmek gerçeği, transfer borsasının kulüplerin maddi olarak çok zorladığı günümüzde kulübümüz için olmazsa olmazdır.
Beşiktaş’ın içinden yetişmiş ve camiamızı çok iyi tanıyan Sergen Yalçın’ın bu kanayan yaraya gerçek anlamda parmak basacağına ve her sene genç futbolculara forma vererek, kulübümüze en büyük hizmeti vereceğine inanıyorum.
Çünkü Sergen Yalçın’ın bunu yapacak bilgi ve birikimi vardır.
Beşiktaş tribünlerinin sahaya çıkan genç futbolculara karşı çok daha hoşgörülü ve teşvik edici olduğu bilinen bir gerçektir.
Kısaca cesaret, sabır ve teşvik Beşiktaş’ımızın geleceğinin kurtarıcısı olacaktır.
Lig devam ederse kalede Ersin, stoper mevkinde Erdoğan’a, orta sahada ise Kartal’a kesinlikle şans verilmeli.
Bu anlayış futbol içindeki beklenen devrimin gerçekleşmesine sebep olacaktır.