Beşiktaş iyi bir sezon geçirmiyor.Her maç savunma hata yapacakmış gibi duruyor. Özellikle duran topları karşılamakta bol bol hata yapan bir takımın kalesinde oynamak inanılmaz zordur. Mert Günok konsantrasyon konusunda mükemmeldi yine dün akşam. Çıkmayacak toplarda Beşiktaş’ı ayakta tuttu, takımı resmen taşıdı.

Takımın bilinçaltında ‘Gol yersek ne yapacağız? Taraftarımız yine bize kızacak’ duygusu ile yaşanan büyük bir gerginlik var. Pas atarken bile ‘Eyvah yine yanlış yere attım’ düşüncesi ile riske giremezsiniz. Şut atmaktan bile kaçınırsınız.

Takım bu halde oynamaya çalışırken Rafa Silva’nın çok iyi gol pası ve Ndour’un golü Beşiktaş’ı biraz olsun rahatlattı. Onur, Immobile’ye ikinci golü attırırken bence büyük moral kazandı.

Gedson’un kendini iyi hissetmeyip, oyundan çıkması ve Al-Musrati’nin oyuna girmesi ile orta alan daha dengeli oldu. Muçi’nin merkeze geldiği zaman çok daha verimli olabileceğini bir kez daha gördük. Joao Mario temposunu biraz yükseltse daha iyi işler yapabilir.

Bir takım, kendi evinde ilk yarısını 2-0 önde bitirdiği maçın ikinci yarısında bu kadar baskı yer mi Beşiktaş’ın takım oyunundan uzak yapısıyla yer.

‘Maçı kazandık, savunmaya ağırlık verelim’ düşüncesi varsa eğer, bu da çok yanlış. Ne olursa olsun kendi evinde bu kadar geriye yaslanmak her zaman rakibine büyük moral ve umut verir.

Hakem, VAR’dan gelen uyarıyla izlediği pozisyonda penaltıyı verse, Beşiktaş takımında büyük panik başlardı. 70. dakikadan sonra biraz kendine geldi ev sahibi. Rashica ve Semih değişiklikleri az da olsa işe yaramış gibi gözüktü. Fakat bu oyun yapısında gol yememek imkânsız. Çünkü ani atak yapıp, rakibi zor durumda bırakamazsanız golü yersiniz ve kriz dakikaları başlar.

Puşkaş atınca stres yaşadı Beşiktaş ama her şeye rağmen kazandı...

Sözcü/ Ercan Taner