Beşiktaş için,"Demansla mücadele eden canım babam gibi… Kah şanlı tarihini hatırlayıp Lyon'u, Bilbao'yu, Fenerbahçe'yi yeniyor, Galatasaray'a beş gol atıyor, kah adını bile unutup dokuz ya da on kişi kalan sıradan rakiplere yeniliyor" demiştim.. Dün şanlı tarihi hatırlama günüydü… Gözlerinden belliydi, kazanacaklardı. Buna karşılık heyecan-panik arası duygulara esir olmuş bir G.Saray vardı. Beşiktaş tarafında Joao Mario yönetiyor, Chamberlain arkayı süpürüyor, Rafa Silva özgür biçimde soldan, sağdan bindiriyordu. Nitekim böyle bir pozisyonda orta sahadan aldığı topu 68 metre sürüp, Sanchez'e de feyk attıktan sonra Muslera'nın en zayıf yerine, kapattığı köşeye vurup adeta iğne deliğinden geçirdi topu. Galatasaray bir yandan panik halinde denemeler yaparken diğer yandan Yunus, Sara başta bir çok oyuncunun etkisiz kalışları önde çoğalmalarını önlüyordu.
Morata'nın oyun durduktan sonra kaleye vurduğu topu Mert Günok biraz da gayriciddi yaklaşıp "olmayan" golü yemişti! Torreaira, Morata'dan kopya çekercesine aynı yerden vurup golü atınca on kişi olmasına rağmen G.Saray'a bir can geldi. Ancak bu maçı kazanmaya kararlı, "Benden başkası namağlup şampiyon olamaz" dercesine oynayan bir Beşiktaş vardı. Gedson'un golünden sonra Beşiktaş farka gidebilirdi. Deyim yerindeyse G.Saray'ın namağlup şampiyonluk ümitleri dün gece RAFA kaldırıldı!.. O unvan Beşiktaş'a ait. NOKTA. Gösterilen iki kırmızı kartında doğru olduğunu ve bunun yabancı VAR tarafından verildiğini hatırlarsak Beşiktaş'ın neden yabancı hakem istediğini de anlamış oluruz.
Fotomaç/ Turgay Demir
HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR.