Beklenen oldu ve Serdal Adalı, Hasan Arat’ın yardımcısı Hüseyin Yücel’i hezimete uğratarak, Beşiktaş’ın 37. başkanı oldu!

Seçimde 8.901’e karşı 3.637 oy alabilen Yücel, inat ve ısrarı sebebiyle, kendisine tanınan bir fırsatı da kaçırmış oldu.

O fırsatı kaçırmasaydı, şimdi Serdal Adalı’nın başkan yardımcısı olarak Beşiktaş’a hizmete devam edecek ve Adalılar / Aratlılar bölünmesinin derinleşmesini önleyecekti.

Dahası, “ortak olduğu” Hasan Arat dönemi hesaplaşmasının da “yumuşak geçmesini”, hatta belki de “hiç hesaplaşılmadan üzeri örtülerek tarihe gömülmesini” sağlayacaktı…

Şimdi ne olacak; “o dehşetengiz iddialar doğru değilse”, o iddiaların sahibi Disiplin Kuruluna gönderilecek, eğer “doğru ise” bu defa Hasan Arat ve ekibi, Disiplin Kuruluna gidecekti ki, bu kişiler arasında Hüseyin Yücel de bulunacaktı…

Hbr1903

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..

Bu iddialar, “yenir yutulur” cinsten değil, hatta “yeni yönetim isterse”, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri mucibince, mahkeme kapılarının açılması da sırada olabilir…

Aslında, “Taraftarımızı mutlu etmek için her şeyi yapacağız” diyen yeni başkanın, bu açıklaması taraftara umut veriyor ama… Beşiktaş camiası da, “hem kasada, hem sahada ‘perişan’ bir Beşiktaş bırakan” Hasan Arat yönetiminden hesap sorulup sorulmayacağını ve “gerekenin yapılıp yapılmayacağını” da merakla bekliyor… 

Ben, Beşiktaş’ın hem kulüp, hem Divan Kurulu üyesi olan iki dostumdan genel kurul öncesi ve sonrası “devamlı” görüş aldım.

Biri, seçim öncesi ısrarla “Yüzde 40’a karşı yüzde 60 ile Serdal Adalı kazanır” diyordu; dediği “az yanılma farkı” ile çıktı…

Öteki, “Serdal Adalı kazanır ama bu seçim de Beşiktaş’ın problemlerini çözmez. Tek çıkış mayıs seçiminde başkan adaylığı için Rahmi Koç’un razı edilmesi ve kulübün başkanlığına getirilmesi…” diyordu…

Seçim sonrasında da “Kriz büyük, ancak Rahmi Koç çözebilir, mayısta aday olmalı” dedi…
Adalı’yı kutlarım, işi zor, hem de çok zor… Hem sahada, hem kasada, hem de Vişnezade’de…
Mayıstan sonra da “başkanlıkta kalması için” zoru da yenmesi gerek…

Temennim, başarması ve Beşiktaş’ı “Üç Büyüklere” yakışan durağa taşımasıdır… 

Not: Serdar’ın sözlük anlamı: “Serdar ismi, Türkçe kökenli olup tarihte askeri bir rütbe olarak kullanılmıştır ve genellikle ‘ordunun başı’, ‘komutan’ anlamlarını taşır. Bu isim, liderlik, güç ve otorite gibi niteliklerle sıklıkla ilişkilendirilir.”

Türkiye Gazetesi/ Öcal Uluç