Cumartesi günü Arsenal-Tottenham’ı, pazar öğleden sonra City-United’ı izledikten sonra Beşiktaş-Fenerbahçe’yi seyredemeyenler için kısa bir özet yapayım: Vodafone Park’ta 20-30 saniye futbol oynanıyor. Sonra bir ikili mücadele yaşanıyor, oyun duruyor, iki kişi yerde.
Hakeme bakıyoruz, o da ne yapacağını bilmiyor. Sadece iki kolunu açmış, bana doğru koşmayın işareti yapıyor. Sonra birilerine bir şeyler anlatıyor. Ya da mücadele bölgesine koşarak elleriyle “topa müdahale” jesti yapıyor. Ki bu işareti görünce anlıyoruz ki orada faul var!
HAYATIMIZDAN 2 SAAT ÇALINDI
Maç 20:04’te başlıyor. Devre 20:52’de bitiyor. İkinci yarı 21:12’de başlıyor. Çünkü Türkiye’de hiçbir maç zamanında başlamıyor. Ve devre araları 15 değil 20 dakika sürüyor! Akşam 8’de başlayan hikaye, 10’da bitemiyor. Hayatımızdan iki saat çalınıyor aslında özetle.
SAHA YILDIZLARLA DOLUYDU AMA
Esasında dün Dolmabahçe’de forma giyen 32 futbolcunun kaliteleri ve CV’leri çok daha fazlasını vaadediyor. Saha Premier Lig deneyimlileri, Serie A golcüleri, milli takımda yıldızlaşıp ülkeye dönenlerle dolu. Ama maalesef oynanan oyun, isim listesinin bayağı altında. İsmael’in Beşiktaş’ının net tanımlanmış bir oyunu var:
Geride pas yapar gibi yapıyor Beşiktaş savunması. Sonra Weghorst’a uzun vuruyor. Hollandalı santrfor indirebilirse top kenara oynanıyor. Savunma arkasına deneniyor. Ve Muleka ya da Redmond ofsayta düşüyorlar! Dün son dakikalarda bunun bir-iki istisnası olsa da, genelde böyle gelişti dün Beşiktaş’ın hücum hikayesi.
ŞiKAYET ETMEYE HAKLARI YOK
Fenerbahçe de, sanırım Jesus’un 15 resmi maçlık serüvenindeki en düşük hücum pres vitesiyle oynadı dün. Sarı-lacivertliler o alışılmış kalabalık ön alan baskısına genelde gitmedi. Sanırım Jesus da İsmael’in takımının uzun top tercihini dikkate alarak vazgeçti hücum pres devamlılığından. Fenerbahçe de o coşkulu hücum presi yapmayınca oyununun eğlencesinin düştü bütünüyle.
70’li dakikalarda her iki hoca da oyuncu değişiklikleri yaptıktan sonra ufak tefek kıvılcımlar yaşandıysa da 0-0 için iki takımın da şikayetlenme hakkı yoktu bence. İki takımın da maksimum birer puanı hak ettikleri bir oyun vardı sahada.
SÜPER LiG’iN MLS ViZYONUNA iHTiYACI VAR
Amerikalılar şu sıralar alt liglerde bazı kural değişiklikleri yaparak futbolu hızlandırmanın yollarını arıyorlar. Bunlardan biri, sakatlanıp yerde 15 saniyeden fazla zaman kaybettiren futbolcunun kenarda 3 dakika kalması mecburiyeti. Muhteşem bir öneri. Süper Lig’in de ihtiyacı tam olarak bu.
Amerikan sporları dışındaki sporlar genelde böyle “3 dakika ceza” gibi kavramlara çok sıcak bakmayabilirler. Ancak onu da rahatlıkla şöyle revize edebilirsiniz: Sakatlanıp 10 saniyeden fazla yerde kalan oyuncu kenara gidecek. Ve bir sonraki düdüğe kadar oyuna giremeyecek. Oyunumuzu, derbilerimizi, ligimizi kurtarmanın bence tek yolu bu.
Uğur MELEKE / Hürriyet