Galatasaray’ın halsizliği, Sivas’ın mecalsizliği ve ligin genel çaresizliği, Beşiktaş’ı bir anda Şampiyonlar Ligi denklemine soktu.
Öyle bir lig ki, ‘yüksek ateşli’ Fenerbahçe’yi dahi aynı denkleme dahil ediyor. Son maçlarını yüksek skor ancak vasat oyunla geçiren Beşiktaş, eline aldığı oyunu istediği gibi oynadı ilk devre boyunca. Ancak sorun, geçirgenlik katsayısı düşük olsa da orta sahadaki Necip, Atiba, Elneny üçlüsünün top kullanma becerisi ve oyun yönü değiştirmedeki hızındaydı. Bu nedenle üçüncü bölgede rakip Kayseri’yi şaşırtıp, savurmada zorlandılar. Haliyle Kayseri kalesini savunmakta o kadar da zorlanmadı...
Neden oraya attın diye sormazlar
Lakin ‘tecrübeli Gökhan’ paraleldeki ‘çaylak Rıdvan’a ince işler gerektiren bir top atınca olanlar oldu! Baskı Rıdvan’a hata yaptırdı ve Hasan Hüseyin golü yaptı. Bu ülkede, “O top oraya neden atıldı?” diye sorulmaz. Soru, “Genç kendine verilen forma fırsatını neden tepti?” haline getirilir.
Bildiğimiz doğaçlamaya geçtiler
Golü atınca/yiyince denklem değişti. Kapanan Kayseri, hücuma bilinçli yayılırken, oyun düzeniyle maça etki edemeyen Beşiktaş oyuncularından ‘sorumluluk alarak oyunu çevirmesi’ beklenen oyuna geçti. Yani bildiğimiz doğaçlama! Gol de öyle geldi. Vida/Boateng/Atiba... Üç farklı mevki oyuncusu! Ama futbol bu dengesizliğe izin vermezdi, vermedi.
Oyuncular sorumluluk almamıştır!
Tahmin ederim, gece faturası gençlere kesilir! Önce Rıdvan sonra Ersin. Ya milyon milyon euro kazanan ‘yıldızlar’ ve onları sahaya gönderenler? En kritik oyuncusu Mensah’dan yoksun Prosinecki’nin bir oyun planı vardı ve maçı kazanmak için o plan fazlasıyla iyiydi... Ya Sergen Yalçın’ın planı? Muhtemelen dün akşam ‘oyuncular sorumluluk almayı ihmal etmiştir’!