Dünya gözüyle bire bir gördüğüm 9. Beşiktaş başkanı oldu Serdal Adalı...
Bir F.Bahçe maçına sabahlayacağımız günün gecesinde o zamanki tribün liderleriyle Gedikpaşa'da gittiğimiz bir ayakkabı dükkanında karşılıklı konuştuğumuz o dönemki Beşiktaş Kulübü Başkanı Rıza Kumruoğlu'ndan sonra 8 başkan daha gördüm...
Hepsiyle de istişarelerimiz, bir bardak çay içmişliğimiz, fikir ayrılıklarımız ve iyi bir Beşiktaş için tartışmalarımız oldu...
Tabi kavgalarımızda...
Dokuz başkan 45 sene...
Rıza Kumruoğlu az kaldı başkanlıkta...
Akabinde göreve gelen Mehmet Üstünkaya'nın Serpil Hamdi Hoca'ya söylediği "öz kaynak düzenini" kurun talimatıyla yeşeren ümitler 82 yılında Dorde Miliç yönetiminde 15 sene sonra şampiyonluğa ulaşıyordu...
Sonra sırasıyla Süleyman Seba'yla beraber 7 başkan daha...
Çalışma tarzları, hayata bakış açıları, prensipleri, inatları, kaçışları, dramları, yalanları, iftiraları ve karakterleriyle 9 başkan...
Sayın Serdal Adalı'nın başkan olduğunun ertesinde yazıya niye bu tarz giriş yaptım???
Ki beraber çalıştığı başkan da bu dokuzun içinde...
Bilsin etüd etsin onların düştüğü yanlışlara düşmesin diye... Hepsi naçizane...
HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..
HERKES İŞİNİN BAŞINA...
Doğruları alsın, yanlışları atsın diye...
Öncelikle çalışma ekibine (görev verecekleri hariç) teşekkür edip artık hepiniz tribüne kulüp binasında işiniz yok demelidir...
Kraldan çok kralcılığa izin vermemelidir...
Türkçesi "Herkes işinin başına"!!!
Sonra ve zaten en önemlisi takım felsefesini oluşturup kimsenin etkisinde kalmadan yola çıkmalıdır...
VERİLEN SÖZLER...
Canlı yayında verdiği iki ana söz var: "Biri yeni başkan mevcut borcun üzerine borç yaparsa giderken aradaki farkı kendi öder"
"İkincisi kapalı alta yapılacak mimari dokunuşlar ve bilet fiyatı politikası...."
Tabii üçüncüsü en büyük elzem ki, o da bankalara olan borcu kapatıp faizden kurtulmak...
Bu üç söz bu üç ana başlık gidilecek yolun üç ana omurgasıdır...
Giden başkanların çoğu verdiği sözleri tutamamakla öne çıktılar...
Verdiği sözleri tutmaya çalışanlarda oldu ama etraftaki bilgi kirliliğinden ve çok bilmişlerden çok çektiler...
O yüzden çok bilmişlerden uzak dur sevgili başkan...
Onun yeğeni bunun oğlu deyip kulübe milleti doldurmayacağını senin hayat tecrübene güvenerek eminim... Liyakat her şeydir...
ANA HEDEF BEŞİKTAŞ'TIR
Bunları naçizane söylerken ana hedefin asla kulübün başkanı olmadığını açık yüreklikle söyleyebilirim....
Ana hedef Beşiktaş ve Beşiktaş kulübüdür...
Onun iyiliği hepimizin iyiliğidir...
Senin başarın Beşiktaş'ın başarısıdır...
Ve yapabiliyorsan sevgili başkan bütün camiayı kucakla...
Beşiktaş maçlarında herkes heyecanlansın...
Sana ve ekibine başarılar diliyor bu zor yolda Allah yanında olsun diyorum...
Akşam/ Alen Markaryan