Ajax, Avrupa futbolunun en köklü ekollerinden birine sahip. 1970'li yıllardan beri oluşturdukları sistemle birçok kuşak yetiştirdiler. Bunlar hem Hollanda futboluna hem de dünya futboluna etki eden isimler oldular. Beşiktaş karşısında Ajax'ın ilk 11'inde altyapısında yetişmiş 7 oyuncu vardı. Yıldız görünmeseler de bu sistem içinde yetişmiş özverisi olan oyunculardı. Ajax'ın bir diğer özelliği de kanat oyununu en iyi uygulayan sistemlerden biri olması. Beşiktaş bu oyunu bilen bir teknik adamla maça çıktı. Uygulama olarak mutlaka birçok şeyi futbolculara anlatmıştır, yapmalarını istemiştir. Ancak sahaya baktığımızda sanki ilk defa bu tür rakiple oynuyormuş izlenimi aldık. Rakibinden fazla topa sahip olamaya çalışmak fikir olarak önemli görülebilir fakat icraatta topa nerede nasıl sahip oluğunuz çok daha önemli. Rakip ceza sahasına girmeden ve isabetli şut atmadan topa sahip olmanın dün akşamki gibi hiçbir faydası olmaz. Bir diğer konu da top rakipteyken bu kadar rahat oynamalarına müsaade etmesiydi. Kanat bekleri çok rahat atağa çıktı, iki kanat ofansif ismi Traore ile Godst çok rahat ceza sahasının içinde girdiler, orta yaptılar. Bu kadar rahat oynamalarına izin vermenin faturası da çok ağır oldu. Bu oyun kadar Bronckhorst'un 11'deki tercihleri de çok karşılık bulmadı. Uzun zamandır oynamayan Onana, tecrübesiz Mustafa ile başlamanın yanından Rafa'yı da kanada koyup savunma bekini kovalamasını beklemek hayalcilik oldu. Sonucu acı bir hayal kırıklığı...
Sabah/ Ali Gültiken