Futbol

‘Takım Mühendisliği’ yalanı

BirGün yazarı Müslüm Gülhan, Beşiktaş gündemini köşe yazısında değerlendirdi.

Bazı başlıklar sonuç olarak birer tanımı içermektedirler. Bazıları ise, kullanılan alan içerisinde sahip olduğu anlam bakımından diğerlerine göre çok daha fazla etkileme gücüne sahiptir. ‘Takım Mühendisliği’ spor alanı içerisinde, özellikle futbol kurgusunun popüler yapısının endüstriyel kültürün bir ürünü olarak-içi boşaltılmış bir şekilde sistem ile ilişkisine bağlı kalarak yanlış yönlendirmeye sebep olmaktadır. Bu başlığın işaret ettiği derinlikteki olgular-doğru olmamakla birlikte-sanki derin bir günah saklarcasına dinleyeni ikna etmektedir.

Mühendislik problem çözme mesleğidir. Yani önemli bir iştir! Futbol organizması içinde, gerçek karşılığından uzak olarak tanıma uygun anlamda bir içeriğe sahip değildir. Çünkü, mühendisliğin karşılığı bir bütüne aittir. Tüm dişlilerin aynı anda hareket ederek tamamlayıcı reaksiyona tabi olması gerekir. Bir futbol takımı 25 kişiden oluştuğunu düşündüğümüzde, tüm kadronun taktiksel bütünlük içinde-farklı mevkilerde ve farklı görev tanımlarına sahip olmalarına rağmen-25 kişilik kadronun bütünü oluşturacak reaksiyona sahip olması kaçınılmazdır. İstikrarı ve kalıcı başarıyı sağlayacak yegâne mühendislik budur. Bir örnekle bunu detaylandırmam daha anlaşılır olacağı kanısındayım.

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..

Liverpool 2022-23 sezonunu 5. sırada bitirdi. Liverpool gibi bir takımın Klopp ile beraber yıllar sonra yakaladığı ivmeyi kaybetmesi tabii ki düşünülemez. Takımın futbol yönetim sorumluları-ki başlarında Yönetim Kurulu üyesi ve takımın efsanesi Kenny Dalglish var- takım temsilcilikleri yapan ve yine takımın değerleri olan Ian Rush, Robbie Fowler ve Micheal Owen ile birlikte bu sürece müdahil oluyorlar. Sorunun kaynağı olarak orta alan yapısındaki bozulmayı ve yetersiz kalmasını tespit ederek yeniden bir oluşumun kaçınılmaz olduğuna karar veriyorlar.

Dikkat ederseniz-sorunu çözecek ve sürece hâkim olanların tamamı takımın kültürel ve tarihsel derinliğini bilmekle beraber, kulüp siyaseti üzerinden kurumsallaşmış bir yapının da temsilcilikleri yapmaya çalışıyorlar. Bu ayrıntı çok önemli… Tespiti yapılan sorunu çözmek için yıl ortasında çalışmaya başlanılıyor ve alınan karar gereği öncelikli olarak Milner, Chamberlain, Henderson, Keita, Thiago, Artur ve Fabinho ile yolları ayırmaya karar veriyorlar. Sonrasında, 2023-24 sezon başında Brighton’dan 42 milyon avroya Alexis Mac Allister, Leipzig'den 70 milyon avroya Dominik Szobozlai, Suttutgart’tan 20 milyon avroya Watura Endo ve Bayern Münih’den 40 milyon avroya Ryan Gravenberch alınıyor. Ve buraya eklenen diğer değerli oyuncular ise-alt yapıdan yetişip, gelişimini büyük ölçüde tamamlamış ve Milli Takımda da oynamaya başlayan Curtis Jones ile, yine alt yapıdan yetişen oyuncu Tyler Morton bu kurgunun tamamlayıcısı oluyor. Kaleci ve defans kurgusu hazır olan takımın, hücum aksiyonu içinde de Roberto Firmino ile Sadio Mane’nin yerlerine 2022-23 sezonu başında Darwin Nunez ve Cody Gakpo ile 2021-22 sezon başında da Luis Diaz’ı takviye eden takım böylelikle tüm öğelerini tamamlamış oluyordu.

Türkiye’de futbol adına doğru bir sistematik yapının gelişmesi; aynı zamanda bu tip başlıkların ve söylemlere yüklenen anlamlarla ve onların pratik sonuçlarıyla köklü bir hesaplaşma yapılabilmesine bağlıdır. Tüm takımların en büyük sorunu kurumsal bir kimliğin olgunlaşmasına veya var olanın işlemesine hiçbir yönetimin izin vermemesidir. Çünkü, menajer üzerinden yapılan ticaretin aksaması ve buna set olacak kurumsal öğretilerin engellenmesi bu iş için kaçınılmazıdır. Bu ticaretin sonucunda, içeriden dışarıya bir servet transferinin yapılmasına bağlı olarak, ticaret kisvesi altında ülke dışına çıkartılan paraların hiçbir kontrol mekanizmasına tabii olmadığı gibi, istikrar ve başarı için de hiçbir karşılığının tartışılmaması gerekir.

Ali Sami Yen’in kurduğu ve Tevfik Fikret’tin müdürlük yaptığı lisenin sağladığı kurumsallığa rağmen, siyaset bürokrasisiyle girilen kazan-kazan ilişki birlikte, haksız rekabetin de üstünde içeriğe sahip olan Ebru Gürsoy’un savcılığa verdiği ifadedeki olaylar ve tüm bunların karşılıksız kalması… Beşiktaş’ın 24 senedir uğratıldığı zararlar birlikte, 12,4 milyar borç stoğu sonucunda ortay çıkan başarısızlıklar ve son 9 ayda Hasan Arat’ın verdiği mali ve sportif zararın adeta enkaza dönüşmesine rağmen sorulamayan sorular… Ali Koç’un Fenerbahçe’yi kişiselleştirerek tarihsel ve kültürel yapısını bir kenara bırakması ve en önemlisi hiç bilmediği bir konuda tek yetkili olmaya çalışması…

Kurumsallaşmış alt yapı değerini bozarak ve İstanbul rekabeti için onlara benzemeye çalışan Trabzonspor’un siyasetin desteğine rağmen girdiği çıkmazlar ve yaşadığı kırılmalar... Bunların hiçbirine mühendislik mesleğinin bir çözüm üretmesi mümkün değildir. Maalesef, başlıktaki içerik yetersizliğinin sonucuna da tüm camia katlanmak zorunda kalıyor.

BirGün/ Müslüm Gülhan

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }