Beşiktaş'ta seçimin üzerinden iki hafta geçti, teknik direktör sorunu hâlâ devam ediyor. 1 dakika kaybedecek zamanı olmayan siyah-beyazlı kulüp, yeni hocasını belirleyemedi. Beş ay sonra tekrar bir seçim olduğu için belli ki çoğu isim göreve gelmek istemiyor. Yabancı teknik direktörler zaten kısa süreli görev almaz. Allah, Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı'ya kolaylık versin. İşi zor. Ben burada başka bir konuya değinmek istiyorum.. Kulüplerimiz her başı sıkıştığında Milli Takım Teknik Direktörü Montella'ya göz dikiyor. İtalyan teknik adamı göreve davet ediyorlar, teklifte bulunuyorlar. Sanki Milli Takım önemsizmiş gibi... Hem Ay-Yıldızlı ekibi çalıştırıp hem de bir takımda görev alan örnekler oldukça fazla var ama bu sağlıklı bir yapı değil. Zaten İtalyan hoca da bu tür tekliflere çok soğuk bakıyor.

Daha önce başka kulüpler de hocanın kapısını çaldı. Montella'nın artık çok önemli bir görevi var; Türkiye'yi Dünya Kupası'na götürmek. Bunu başarırsa bu ekibin başında kalacak, başaramazsa zaten yollar ayrılır. Mart'ta da Macaristan ile oynayacağımız karşılaşmalar var. Yani İtalyan hocanın ajandası dolu.. Dolayısıyla sürekli TFF'nin kapısını çalıp Montella'ya kanca atmayı artık bırakın! Gelelim Beşiktaş'a... Sergen Yalçın görevi reddetti.. Anladığımız kadarıyla Alman patentli teknik adam arayışları sürüyor, şu ana kadar olumlu bir sonuç yok. Şimdi Beşiktaş'ın önünde bir seçim var, başkanın bu seçime güçlü girmesi için daha önce de yazdığım gibi, futbol takımının iyi sonuçlar alması şart. Takım kötü giderse başkan seçimde zorlanır. Türkiye'de her şey sahadaki başarılar üzerinde yürüyor. Bu nedenle Beşiktaş'a marka ve lider bir hocayı getirmek şart, zaman geçiyor.

Hbr1903

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..

İYİ Kİ TÜRKİYE KUPASI VAR
Türkiye Kupası'nın grup maçlarının ilk bölümünü geride bıraktık. Heyecanı yüksek, bol gollü karşılaşmalar izledik. Maçların oynandığı şehirlerdeki heyecan, Süper Lig takımını gören futbolseverlerin mutluluğu kameralara net bir şekilde yansıdı. Kupa, gittiği bölgeleri, ilçeleri bayram yerine çeviriyor. Her nedense uzun zamandır kupaya bakış açısının bazı kulüplerimiz tarafından olumsuz olması kabul edilebilir bir şey değil. Bütün Avrupa'da liglerin dışında kupa maçları oynanıyor. Oldukça da heyecanlı geçiyor. Bizdeki karşılaşmalar da açık kanaldan; ATV'den ve A Spor'dan milyonlarca kişiye ulaşıyor. Çok da güzel maçlar oldu. Futbola doyduk, gole doyduk, genç isimleri gördük. Kendilerini göstermek isteyen oyuncuların iştahlarına, arzularına ve azimlerine şahit olduk. Yani bakılırsa, artı değeri oldukça fazla. Şimdi kulüplerimiz şundan dert yanıyorlar; işin gelir kısmı, oyunculara verilen maç başı ücretler ve diğer masraflar.. Bahaneleri bu. Fakat boşa yapılan transferler, çöpe atılan paralar, iptal edilen sözleşmeler, FIFA'lık olan dosyalar, ödenen tazminatlar, herhalde bunlar hesaba katıldığında bu bahsettikleri bahanelerin savunacak bir tarafı kalmaz. Türkiye'de Süper Lig kulüpleri bu kadar borç batağındaysa bunun nedeni Türkiye Kupası'nda oynanan maçlar değil başarısız yönetimler. İyi ki kupa var.

Sabah/ Murat Özbostan