Giovanni van Bronckhorst’un oyun anlayışı, Hollanda futbolunun iki farklı ekolünü harmanlıyor. Bir ayağıyla Johan Cruyff’un hücum odaklı, önde baskıya dayalı futbol ideallerini benimserken, diğer ayağıyla Louis van Gaal’in daha pragmatik ve gerçekçi yaklaşımını sahaya yansıtıyor. Lyon karşısında ilk 20 dakikada rakip çok etkili geldi, ancak yaşanan bir sakatlık sonrası van Bronckhorst oyunun temposunu düşürmeyi başardı.

Oyunun Ritmini Kontrol Etmek
Van Bronckhorst, maçlarda temponun kontrolünü elinde tutmanın önemini bir kez daha gösterdi. Tempo ne kadar yükselirse, rakiplerin Norveçli sağ bek Svensson'u o kadar geçiyorlardı. Svensson her çalımda son nefesine kadar mücadele etti. Lyon’un yıldızı Cherki, 50 metre boyunca topu sürüklediğinde Rashica ve Gabriel yoktu, fakat Svensson geri dönüp mücadeleyi bırakmadı.

Tecrübe ve Kaleci Farkı
Van Bronckhorst’un Rangers dönemindeki başarıları, özellikle Leipzig ve Dortmund gibi güçlü rakiplere karşı oynanan maçlarda ortaya çıkmıştı. Bu zorlu karşılaşmalardan en az birinde yine büyük baskı altında kalmışlardı. Rangers’ın kalesinde o dönem Beşiktaş’ın eski kalecisi Allan McGregor vardı ve onun kurtarışları sayesinde finale çıktılar. Van Bronckhorst’un düşük bütçeli takımlarla elde ettiği başarıların sırrı, ya kalecinin fark yaratması ya da sürpriz bir oyuncunun gol bulmasıydı. Gedson Fernandes’in gol atması artık Beşiktaş için sürpriz değil, alışkanlık. Gedson her maç iki kişilik oynuyor.

Uduokhai: Hareketli Bir Çin Seddi
Bu maçta Felix Uduokhai, özellikle son 15 dakikada adeta "hareketli bir Çin Seddi" gibiydi. Son anda çizgiden çıkardığı toplarla dikkat çekti. Umarım bu performansı zirve noktası olmaz ve daha da iyiye gider. Uduokhai, hava toplarında sadece uzun boyuyla değil, pozisyon bilgisiyle de fark yaratıyor. Zıplamadan kafa topu alabiliyor. Forvet oyuncularının nasıl konumlanacağını iyi analiz ediyor ve ona göre yer tutuyor.

duhuliye.com