Durup dururken, daha ligin başında "Bavulum hazır, kapıda duruyor" dedin...
Hiçbir şey anlamadık...
Sonra Frankfurt'la maç yapıp, kendi sahamızda 3-1 yenildik...
Ne oluyor hemşerim diyecek olduk, "Beğenmeyen maça gelmesin" dedin...
Kime ne diyorsun diye dikildik, kimi kimden koruyorlarsa seni koruyanların arkasına saklandın, görmezden geldik...
Bu takım top oynayamıyor, hoca ne taktiğin varsa değiştir dedik.
Senin avukatların, "Ligde mağlubiyetimiz yok, G.Saray'ın üç puan gerisindeyiz, ne bu tantana?" dediler, sustuk...
Bugün 13 puan oldu, çıkmış diyorsun ki, "Geçen sene 46 puan fark yiyen takım şampiyon olamaz."
İlişkilerin kopuk, beden dilin fakir, öngörülerin sıfır...
Muçi'yi kadro dışı bıraktın. "10 milyon dolarlık adam kadro dışı mı kalır?" dedik.
Ertesi gün ilk 11'de sahaya sürdün.
Semih'e her maç kesik attın.
"Bu çocuk geçen sene 20 gole katkı yapmış, ne yapıyorsun?" dedik.
Kadroya aldın...
Musrati'ye taktın.
"Takma," dedik, sahaya sürdün.
En son, "Masuaku sol önde oynasın," dedik.
Oraya monte ettin...
Bu anlattıklarım, bu örneklemelerim neyi işaret ediyor?
Bilerek bir iş yapmadığını...
Hiçbir öngörün olmadığını...
Milletin lafıyla iş yapan hocamı olur!?
Sahada akan oyuna müdahale edemiyorsun, dedik.
"Yok canım," dediler.
Son Göztepe maçında, akın akın gelen adamlara tek bir önlem alamadın...
Salih diye bir topçumuz var...
Ne kadar kötü olabilir ki, bu çocuk hiç oynatmadın?
Bu kadar kötü mü yani, ya!!!
Chamberlain?
Bu kadar mı kötü?
Can Keleş?
Nedir bu çocuklarla problemin?
İnsan bir maç denemez mi ya?
Salih, senin Mario'n dan da, N'dour'un dan da iyidir, merak etme...
Onun için hesap ver diyorum sana...
Bütün bunlar ne demektir?
Lyon maçında Allah'la bu kadar yakınlaştığımı hatırlamıyorum, Hele ilk yarı!!!
Deli ettin bizi be...
Ajax maçına 50 bin kişinin önüne, dünya arenasına, İtalya gol kralını yanında oturtup, sahaya 17 yaşında, daha bıyıkları terlememiş Mustafa kardeşimi kurban ediyorsun?!!!
Biz yemeyiz...
O yüzden hesap ver diyorum...
20 maç yaptın, hala kaleye gidemiyoruz, istediğimiz gibi...
Ne rakip analizlerin var, ne A planın, ne B planın...
Takımın bir omurgası olmaz mı?
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, sanki takım 10 puan öndeymiş gibi, bir de futbolculara 6 gün izin veriyorsun...
Sen bizle kafamı buluyorsun, Bronckhorst?
Gedson'un bitmez enerjisini ve Rafa Silva'nın üstün yeteneğini bir kenara koy, takıma hiçbir şey katmadın.
O yüzden hesap ver diyorum sana, Bronckhorst...
Nedir bütün bunlar?
Ya tek tek anlat ya da go home, birader!
ZULÜMDÜR BU...
G.Saray-Beşiktaş maçında, Davidson Sanchez'i iki kere atamayan sistemin baş oyuncuları, Bodrumspor'lu Ege'yi ancak, o da belki faul olabilecek bir pozisyonda, Sanki 30 tane adamı öldürmüş bir adama idam cezası veren bir yargıç edasıyla anında kapı dışarı etmiştir...
Zulümdür bu...
Trabzon-Beşiktaş maçında, İmmobile'yi yaka paça indiren Savic'e, "Oynat Uğurcum," diyen Erman Toroğlu gibi oynatan hakeme rast gelmişizdir...
Oynatmaya az kalmıştır...
Zulümdür bu...
Beşiktaş-Kasımpaşa maçında, Rafa Silva bomboş gole giderken, Sadık tarafından iki eliyle birden resmen itilmiştir.
Kural açıktır...
Kırmızı kart ve kapı önü turizm...
Kural uygulanmamıştır, hakkımız milyonların önünde yenmiştir.
Federasyon sessiz kalmıştır...
Zulümdür bu...
Beşiktaş'ın son Başakşehir maçı ve son dakikası...
0-0 giden maçın son anları...
Rashica'ya yapılan buz gibi, su götürmez penaltı...
Hakem oralı değil.
VAR'daki hakemin hatası kabul edilemez diyen Hacıosmanoğlu'nun VAR'ı???
Belki o odada bile değil!? Zulümdür bu...
Bölge ve mevkilerde eksiklerimiz vardır, Hocamız inatçıdır.
Bazı maçlarda kaleye şut bile çekmemişizdir, eyvallah.
Bu da zulümdür ama,
Ben eksik ve kötü oynadığım maçlarda puan kaybederken,
Aynı akibeti yaşayan G.Saray'a hakemler, "Hızır servis" aplikasyonuyla uygulama indirip, hep yanınızdayız diye flama açmışlardır...
Hakikaten zulümdür bu...
Eyüpspor'da geride bıraktığımız 13 maçın 13'ünde ilk 11'e giren 3 topçu var...
Robin Yalçın, Melih Kabasakal ve Ahmet Kutucu...
Ve üçü de bu hafta oynayacakları G.Saray maçında cezalı duruma düştüler...
Haahhaahahhaha...
Şaka mı bu?
Hayır,
Zulümdür bu...
Futbolda yapı var tartışmalarının tavana vurduğu bu günlerde,
Son 10 senenin 5'inde şampiyon olan bir Galatasaray yöneticisi,
"Futbolda yapı varsa, o da Galatasaray'a karşı olan bir yapıdır" diyerek meseleyi tamamen orta oyununa çevirmiştir...
Kemal Sunal'ın meşhur tiplemeleri halt yemiştir!
Biz gülüyoruz, komedi diyoruz ama,
Zulümdür bu...
Ve esas zulüm şudur ki,
Milyonlarca futbol aşığı olan bu ülke, bu saçmalıklara mecbur bırakılmaktadır...
Her hafta aynı şeyi yaşayıp, her hafta belki bu hafta düzelir umuduyla maça koşturmaktadır bu halk...
Düzelmeyeceğini bile bile düzelmesini beklemektedir...
Bu zulümün ağa babasıdır işte...
Akşam/ Alen Markaryan