Hani macera filmlerinde çok denk gelmişizdir. K*çı kırık bir saldasındır ve olduğun bölge acayip akıntılı felaket dalgalı bir bölgedir. Ve sen salın üzerinde durmakta zorluk çekiyorsundur...

Ha devrildi ha devrileceksindir... Sakin sulara 50 metrelik bir mesafe kalmıştır ve sen bir umut oraya ulaşmak için insanüstü bir çaba sarf ediyorsundur...

İşte tam da Beşiktaş'ın içinde olduğu durum tıpkısının aynısıdır... Bire birdir... Ve camia ayağa kalkmak için bir ışık bir sinyal beklemektedir...

Yağmurlu, zemheri bir ocak ayının bir cumartesisinde mevzu bahis konuya tamda ters bir takımla oynuyoruz... Bodrum'la!!!!!!

Sayın Serdal Adalı'nın başkan olarak ilk çıktığı İnönü maçı... Kadro Sivas kupa mücadelesinin aynısı... Bir tek Svensson-Onur değişikliği var...

10 dakikalık bölümde oyun kurarken ikisi Ndour olmak üzere iki metreye verilmemek üzere üç hatalı pasla çileden çıktık...

Serdar hocanın idmanda çalıştırması gereken en önemli mevzu hücum... Hücum edemiyoruz... Sanki denize çıkan her yer çıkmaz sokak da, biz yokuşta kalmışız gibi...

Ne Rafa ne Ciro ne de Gedson kaleye inecek yol bulamıyor... Sağ ve sol çizgimiz yok eyvallah ama bizde eldeki malzemeden orta saha çıkışlı hücumlar üretmeliyiz...

Pas hataları bu seviyede şaka gibi... Felix gol bile yediriyordu... Dakika 32'de topu bir salise daha geç atsa Rafa'yı ofsayta düşürecek bir atak başlangıcında Rafa, Ndour'un ağzının içine attı topu... E! Yani...???? 1-0... Hemen akabinde bir al da at Onur'dan geldi Ciro'ya... E! Yani...??? 2-0....

Ekrana yağan yağmurla serenat yapan Beşiktaş taraftarının gümbür gümbür sesi geliyordu. Yağmurlu bir günde görmüştüm seni. Üstünde çubuklu formalar vardı...

İkinci yarı, ilk yarıda da gözüme çarpan Bodrumspor'un eften püften toplara penaltı istemesi/aramasıyla başladı... Dakika 56'da ofsayt gerekçesiyle sayılmayan gol aslında bir ihtardı... "Adam paylaşamıyorsun çok geriye çekildin öne çık" mesajıydı bu...

Sonra VAR'daki işgüzar bence birazda terbiyesiz vatandaş o kadar saçma o kadar sıfatsız o kadar düşündürücü bir "gel seyret" dedi ki orta hakem Mehmet Türkmen'e... Mecbur gitti çocuk... Seyretti...

Ve sizin dediğiniz olmayacak dedi... Aferin Mehmet Türkmen... Böyle dürüst ol bütün Türkiye arkanda durur... Rashica oyuna girdi eyvallah da bu çocuk ne zaman böyle savruldu çözemedim. Nasıl dağınık nasıl sorumsuz anlatamam...

Gelmelerine o kadar müsaade ediyorduk ki elinde davetiye kapı kapı dolaşan damat gibiydik valla... E! Golü yedik tabi... 2-1... Neyse uzadıkça uzayan uzatmalar nihayet bitti. Hayırlısı...

Akşam/Alen Markaryan