Takımın yarısı eksikken ve bu kadar kötü bir hakem yönetiminde Gaziantep gibi son haftaların başarılı takımı karşısında 2-0 kazanabiliyorsan, bundan iyisi, Şam'da kayısı…
Aboubakar'ın yokluğu başlı başına büyük eksiklik zaten, Roiser, Masuoaku derken yedek kulübesi U-19 oyuncularına kaldı mecburen. Oyunu domine geden Beşiktaş, geri yaslanıp, Gradel ve Dragus gibi hızlı oyuncularının kontrataklarına bel bağlayan Gaziantep karşısında harcadığı enerjiyi uzun süre tabeleya yazdıramadı. Gedson, Rashica ve Chamberlain neredeyse hiç şut denemediler. İlk yarıda iki denemede Bahtiyar vardı.
İkinci yarıya Rashica'yı alışık olduğu sağ kanata çeken Burak Yılmaz, rakibi kendi ceza sahası civarında sıkıştırmak için Ersin dışında tüm oyuncuları olabildiğince öne çıktı. Salih'in kafasıyla Gaziantep duvarı yıkılırken ardından Rashica arka direk yapınca Tosun Paşa işi bitirdi. Skoru bulup rahatlayınca bolca da şut denemesi yaptılar.
Dedik ya, zor günler bunlar, Beşiktaş şu anda hiç iyi durumda değil. Bu şartlarda en zayıf rakiple bile oynamak zor ki, Gaziantep deve dişi gibi sağlam bir rakip. O nedenle alınan üç puan, oyuncuların yanı sıra camiaya moral vermesi açısından da önemli.
Beni dün en çok şaşırtan Onur'daki düşüş oldu. İki metre yanına pas veremedi, bir tek orta yapamadı, top götüremedi, ilk yarıda arkaya üç-dört kez adam kaçırdı. Sonunda da tribünlerin sabrı taştı ve yuhaladılar. Yazık oldu, şimdi çok çalışıp kaybettiği güveni geri kazanmaktan başka şansı yok.
Ve hakem… Mete Kalkavan, Beşiktaşlı imajını silmek için dün bariz penaltıyı yedi, kolay kırmızı gösterdi… Umarım vicdanı rahatlamıştır.
Turgay DEMİR / Fotomaç