Sergen hoca hafta arası verdiği röportajda, "Bizim maç yedide, sekizde ise yasaklar başlıyor, ilk yarıda işi bitirmemiz lazım!" demişti. Öyle yaptılar; ilk yarıda iş bitti!
Kadro darlığı yetmezmiş gibi bir de korona belasıyla başı derde giren Beşiktaş, Necip'ten stoper, Dorukhan'dan sağ bek, Larin'den sol kanat yaptı ve öyle uçtu!
Sergen hoca, tıpkı Trabzon deplasmanındaki taktiğiyle oynattı takımı. Beşiktaş'ı gören hiç gol atma niyeti yokmuş sanır… Kıyı kıyı gittiler hep… Çaktırmadan attılar.
Etkisiz bölgede top dolaştırırken iki pasla kontraya çıktılar… Atiba muhteşemdi, Rıdvan ve yediği iki gole rağmen Utku… Helal olsun.
Başakşehir de ilk 45'te inanılmaz durgundu. Mehmet Topal, Epriano, Rafael olmak üzere tel tel döküldüler bu bölümde. Rafael demişken, adam tam bir bela, iki kez atılması gerekiyordu ama sahada hakem yoktu.
***
Ümit Öztürk hakikatten hakem değil… Gollük pozisyonu kesip faule dönen, umut veren ataklarda Deniz Türüç başta Başakşehirli oyuncuların yaptıkları faulleri kartsız bırakan, Rafael'e tahammül eden bu arkadaş selfie çektirmeyi biliyor ama hakemliği bilmiyor vesselam.
İkinci yarıda Beşiktaş çaldı (!) Başakşehir oynadı! Giuliano ve Gulbransen girince konuk takım on kişi oynamasına rağmen maçın hakimiydi. Bu dakikalarda üç kez Utku çizgi ötesine geçti, bir kez direk gole izin vermedi.
O baskı sırasında yakalanan kontrataklarda N'Kouduo, penaltının başlangıcında bir şeyler yapmış olsa da genellikle vasatın altındaydı.
Sonuç, Beşiktaş çok zor bir maçı kazanıp derbi öncesi büyük moral buldu. Böyle bir galibiyeti, bunca eksikle alıyorsanız tüm futbolcularla birlikte teknik direktörünüzü alnınızdan öpeceksiniz. Öpüldün hocam....