Muhammet Karakaya: Türkiye futbol gündemi, Beşiktaş-Galatasaray derbisiyle birlikte oldukça yoğun bir hakem tartışmasıyla çalkalanıyor. Sizce Yasin Kol'un bu derbiye atanması nasıl karşılanıyor?

Ogün Şahinoğlu Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Türkiye Futbol Federasyonu'nda bu süreçte yabancı hakem atanması gerektiğini savunanların, bunun hakkaniyetli ve adil bir karar olacağını düşünenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Hatta yönetim kurulunun neredeyse tamamı bu görüşteydi, birkaç istisna dışında... Galatasaray-Fenerbahçe maçında açılan kapının, Beşiktaş'ın talebine de olumlu yanıt verilmesi gerektiğini düşünenler çoğunluktaydı. Ancak ne yazık ki, federasyonda çoğunluğun görüşü, hak ve söz hakkı gibi kavramlar pek de önemli değil. Mevcut durumda, birkaç kişinin yönlendirdiği bir federasyon yönetimi söz konusu. Bence şu an federasyonu yönetmek için dört kişi yeterli: Başkan Yardımcısı Fuat Göktaş, Genel Sekreter Abdullah Ayaz ve Yusuf Yerkel. Bu dörtlü, dikkat ederseniz UEFA'da, milli maçlarda ve her yerde birlikte hareket ediyor. Mesela Ceyhun Kazancı'nın istifası öncesinde de federasyonda bazı problemler yaşandığı biliniyor. Kendisi milli takımlar sorumlusu olmasının yanı sıra, UEFA ve FIFA dış ilişkiler sorumlusuydu. Ceferin ile olan toplantıya Ceyhun Bey gitmemişti mesela. Bu saydığım isimlerden beraberinde getirmişti İbrahim Hocıosmanoğlu. Kısacası, Yasin Kol kararının TFF yönetim kurulu kararıyla alınmadığı, İbrahim Hacıosmanoğlu'nun isteğiyle alındığı ve bunun çok absürt bir karar olduğu açık. Beşiktaş'ın talebine olumsuz yanıt verirken, hiç olmazsa Yasin Kol'u atamamak gerekirdi. En azından Yasin Kol'un Beşiktaş maçlarını ne zaman yönettiğine bakılmalıydı. Üç yıl önceki Alanya maçında Beşiktaş'a yaşattığı sıkıntılar ortadayken, bu atama Beşiktaş'ın yaralarını kanatmaya devam etmek anlamına geliyor. Beşiktaş'ın haklı yabancı hakem talebinin reddedilmesi bir adaletsizliktir. Ayrıca, bu talepte bulunduğu ilk maçına üç yıl önceki sorunlu hakemin atanması, federasyonun sağlıklı bir kafa yapısına sahip olmadığını gösteriyor. Serdal Adalı'nın tüm söylemlerine katılıyorum.

Yani Yasin Kol'un ne kadar sağlıklı bir hakem olduğu zaten tartışmalı. Daha önceki sınavlarında başarısız olduğu ve Alanya maçındaki yönetimi gibi ciddi referansları var. O maçta tribündeydim ve bir hakemin bir takımı nasıl katlettiğine canlı şahit oldum. Futbolda hatalar olur, ancak o maç bir katliamdı. Yasin Kol'un taraftarlarla olan davalarını bilemem, ancak bazı hakemlerin bu durumu ticari bir kazanç kapısına çevirdiği biliniyor. Yasin Kol'un bu işin içinde olup olmadığını bilemem, ancak MHK çatısı altındaki bazı hakemlerin bu tür işlere karıştığını herkes biliyor. Maç oynanırken avukatları dava açmaya başlıyor, skandal yönetimlerine rağmen ceza almıyorlar. Küfürü savunmuyorum, ancak hakemlerin de sahada adil olması ve perde arkasında farklı işler peşinde koşmaması gerekiyor.

Bu, Yasin Kol için söylediğim bir şey değil. Türk hakemleri içinde bunu yapanlar var. Bir hakemin üç bin tane dosyası olur mu? Geçenlerde böyle bir şey okumuştum, bir hakemin bugüne kadar üç bin dava açtığı söyleniyordu. Hakemlikten kazanamadıklarını bu şekilde kazanıyorlar. Hakemlerin maaşları az geliyorsa federasyon yükseltsin, bu yollara başvurmasınlar. Beşiktaş yönetiminin yabancı hakem getirmesinin şöyle bir olumlu tarafı var: En azından geçmişte Beşiktaş'ın canını yakmış veya başka takımların da canını yakmış hakemlerden uzaklaşılmış oluyor. Sadece Beşiktaş özelinde bakmayalım. Bugün ekranlara çıkıp bilirkişi olarak konuşan hakemler yok mu? Var. Kimlerin canını yaktılar, nasıl maçlar yönettiler, çok iyi biliyoruz. Ama bugün bilirkişi olmuşlar. Onlar bir şey söylüyorsa o geçerli kabul görüyor. Beşiktaş kendini bunlardan sıyırmış oluyor. Kendi objektif, tarafsız bir hakem getiriyor. Yabancı bir gözle bakacak maça, bu önemli. Çünkü bugün maçları yorumlayanların çoğu, geçmişte Beşiktaş'tan günah çıkaran hakemler. Hakemliklerinde pek bir şey görmedik ama yorumculuklarında şüpheli ifadeler var. Maçtan maça değişebiliyor yorumları. Hele bir tanesi var ki o Trio'da, bunu herkes biliyor. Dolayısıyla, Beşiktaşlıların daha fazla güvenebileceği bir kaynak oluşmuş oldu.

Muhammet Karakaya: Beşiktaş'ın bu sezon ligden vazgeçtiği ve TFF'nin de Beşiktaş'tan vazgeçtiği yönünde bir söylem var. Alınan hakem kararları da bu yönde düşünülüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

İbrahim Hacıosmanoğlu Ağustos ayında ne söylemişti? Hatırlar mısınız? İki takımı al yürü doksan dokuz yüz iki puan dünyanın hiçbir yerinde yok, ötekiler figüran mı kimse maç seyretmiyor demişti. Bir de son cümlesi de güzeldi yani hakikaten böyle etkileyiciydi. Niye tiyatro seyredelim? Şimdi gerçek canlı sahneyi görecekler demişti. Ne oldu peki Federasyon Başkanlığında İbrahim Hacıosmanoğlu’nun? İki takım yine baş başa, doksanlı puanlara doğru gidiyorlar, öyle değil mi? Doksanlı puanlara doğru gidiyorlar. Peki ötekiler figüran mı? Maç seyretmemeye mi başlayacaklar ve tiyatro, tiyatro mu seyrediyorlar? İbrahim Hacıosmanoğlu kendi söylediklerine kendisi düştü. İbrahim Hacıosmanoğlu dün kara dediğini bugün aklamış oldu. Dolayısıyla federasyonun iki takıma iltimas gösterip. Onların maçını özel bir statüye alıp diğer hiçbir takımın maçında bu yöntemi gidilmemesi yani yabancı hakem yöntemine gidilmemesi sizler öteki takımlarsınız durumunu oluşturuyor insanların zihninde iki takım var, diğerleri öteki ama yalnız şu unutulmasın. Evet, bugün belki Beşiktaş ligdeki konumu vesaire bu tip yorumlar olabiliyor ama Beşiktaş yeniden bu yarışın içerisine girdiğinde, bu yarış ikili kalmadığında, baş başa kalmadığında o zaman mı Beşiktaş'e ihtiyaç duyacaklar? Beşiktaş'in kapılarını aşındıracaklar? Bu işler şampiyonluk yarışıyla olmuyor. Federasyonu toplantısında Ceyhun Kazancı olsun, Mecnun Otyakmaz olsun savundukları bir şey vardır. Beş tane derbi var. Büyük beş tane büyük maç var. Bir tanesi Türkiye kupasında hatta altı falan olabilir. Sonraki turlarda işte eşleşmelerle birlikte artabilir. Bundan sonra oyunu dört büyüklerin kendi arasında oynayacağı maçlarda yabancı hakem olmalı. Ayrıca küme düşme hattındaki takımların da son üç, dört hafta itibarıyla kendi aralarında oynayabilecekleri kritik maçlarda yabancı hakem uygulanmalı ifadelerini söyleyen yöneticiler vardır. Bir tanesi istifa etti artık. Ceyhun Kazancı'yı da tebrik ediyorum. Bu arada dik görüş sergiledi. En başında ne söylediyse onu yaptı. Burada bir önceki toplantı çünkü bundan sonraki maçlarda da bunu yapacaksanız ben onay veriyorum demişti. Ben kendi adıma kabul edebilirim demişti. Bir sonraki maçlarda olmayınca istifasını verdi. Ben Beşiktaş adına da o yani Beşiktaş, Beşiktaş'ın talebinin olumlu karşılanması adına da orada çalıştı. Yoğun çalışma yaptığını biliyorum. Olmadı ayrı bir konu ama dik duruş sergiledi ve istifa etti şimdi. Burada federasyonun içerisindeki kararlar zaten sağlıklı değil. Bir kişinin ağzından ne çıkıyorsa o çıkıyor. Dikkat eder misiniz? Maçtan bir gün önce favori hakem Mehmet Türkmen'di. Yani çoğu kamuoyunda genel itibariyle takip edebildiyseniz sebebi neydi? Peki bir gün sonra Yasin Kol olmasının hiç insanlar düşündü mü acaba? Mesela otomatik hakem atama sisteminde sizce Yasin Kol atanabilir mi maça? Hayır, atanamaz. Yasin Kol kriterleri karşılamıyor. Yasin Kol otomatik hakem atama sisteminden derbiye atanabilecek bir hakem değil, kriterleri arasına giremez. Orada üç hakem olabiliyor denildi. Bir gün önce ve bu federasyonun içerisinden yine bu bilgiler Mehmet Türkmen favori. Muhtemelen o olacak. Cihan Aydın ve Atilla karaoğlan da diğer ihtimallerde ama Yasin kol çıktı. Nedeni şu. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ibrahim hacıosmanoğlu bu olacak dedi ve bu oldu. MHK başkanı zaten oturuyor, bir koltuk işgal ediyor, bir şeyler yapıyormuşum gibi gösteriyor da ben hiçbir şey yaptığını düşünmüyorum. Yani hiçbir şey yaptığını düşünmüyorum ve boş yere de bu tarz işlerle o koltuğu meşgul etmesin. Bence MHK Başkanı da istifaya davet edilmeli. Sadece Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı değil, MHK Başkanı da istifaya davet edilmeli. MHK başkanı çıkıp demeliydi ki en azından yani MHK'nin bir numarası değil mi? Merkez hakem konunun yani sayın başkan yerli hakem tabii ki Türk hakemini savunur MHK başkanı. Türk hakem gelmedi ama Yasin bu maçta olmamalı en azından diyebilmeliydi. O cesareti de göstermedi demek ki.

Derbide Galatasaray'ı favori görenlerin sayısı bakıyorum kamuoyuna çok fazla da yani Beşiktaş'ın bu sözün büyük maç performansları unutuluyor bence. Evet Beşiktaş çok absürt maç kayıpları yaşadı. Puan kayıpları yaşadı. Yani kimsenin aklından geçmeyen sonuçlardı. Işte bunların zaten zirvesi herhalde herkes için Adana Demirspordu. Maccabi maçı vardır mesela Avrupa'da hiç beklenmedik puan kayıplarından bir tanesidir. O maçı kazansaydı Avrupa'da yoluna devam edebilirdi. İşte Adana Demirspor maçı keza ligde öyleydi. Şimdi bir altı maçlık periyot vardı Beşiktaş’ın kazandığı arada iyi oynadığı maçlar var ama genel itibariyle çok coşkulu ben oyunlar izleyememiştim o dönemde de işte en iyi maç Beşiktaş’ın herhalde solskjaer döneminde Athletic Bilbao maçıydı. Şimdi o maçın aynısından bir tane daha oynamak kolay değil. Tabii ki buradaki fark şu, Beşiktaş neden bu sezon büyük takımlara karşı veya zorluk derecesi yüksek olan maçlarda rakiplere karşı daha iyi oyunlar oynuyor? Bu örnekleri çoğaltabiliyoruz çünkü. Yani bu sezonki büyük maçlara baktığımız zaman zaten ilk beş sırada mesela beş sıradaki rakiple oynayanlar arasında Beşiktaş lider puanın tablosunu öyle değil mi? Yani durum bu ama şimdi mesela tam tersinden tabloyu açıp baksak son beşteki takımlara baksak muhtemelen şu an ligin ilk beşindekilerde en fazla puan kaybeden Beşiktaş'tır. Hatayspor var, Adana Demirspor var. Dolayısıyla ben Beşiktaş'ta futbolcuların maçtan maça konsantrasyonlarını çok fark ettiğini düşünüyorum. Rakibe göre maçın önemine göre ben Beşiktaş'la oynuyorum maça konsantre olduğunu düşünüyorum athletic bilbao’yu dört bir yenen Beşiktaş ertesi maçta Antalya maçında sanki sahada yokmuş gibiydi. Bir bir bitti. Skoru yanlış hatırlamıyorsam bir bir bitti ve sahada yokmuş gibiydi. Yani birkaç gün önce athletic bilbao maçını oynayan gruptu. Şimdi Gaziantep ve Konyaspor maçları bence insanları biraz yani hani Beşiktaş tarafından alıp da Galatasaray tarafında favori göstermeye itti belki de ama Beşiktaş evinde oynuyor. Evinde oynayan Beşiktaş her zaman favoriydi. Rakip kim olursa olsun ve dediğim gibi. Buna ek olarak İstanbulspor maçını da ekleyebiliriz. Hazırlık maçı var da hazırlık maçlarının duygusu biraz farklı oluyor. Tabii ki orada mesela kendisini göstermesi gereken oyuncuların hiçbir varlık göstermediği maç o açıdan da bakabiliriz tabi yani hazırlık maçı var. Orada belki de teknik direktöre kendinizi göstermeniz lazım. Ben formaya adayım, oynamaya adayım diye mesela kimse kendisini gösteremedi maçta. Ama dediğim gibi Beşiktaş bu sezon zorluk seviyesi yüksek olan rakibin daha nispeten daha önemli olduğu maçlarda daha iyi oyunlar, daha iyi sonuçlar alabiliyor. Ben yine bu tür bir maç olacağını, Gaziantep, Konya maçlarına benzemeyeceğini düşünüyorum. Yani Gaziantep maçının hikayesi çok farklı. Konya maçının ondan daha da farklı ama burada dediğim gibi bir konsantrasyon problemi var. Çünkü ben şunu hissediyorum ya bazı futbolcular sezon bitse de gitsek, kimisi işte yeni sezon planlamasında, kimisi bu sezonu kafada bitirmiş, bazıları da tutunmaya çalışıyor ama yani herkesin farklı bir amacı varmış gibi duruyor sahada ya da amacı olmayan grup gibi de olabilir kimi maçlarda. Dolayısıyla Beşiktaş futbolcunun bir amacı, bir hedefi olmalı yani ve bu hedefte. Evet bu sezon üçüncülük. Beşiktaş için üçüncülük hiçbir zaman hedef değil ama bu sezon Beşiktaş adına bu. Çünkü Avrupa'ya gitmen gerekiyor. Sezonu daha geç açman gerekiyor. Sıralama ne kadar yüksek olursa sezonu o kadar geç açıyorsun. Sezonu geç açman gerekiyor.e bide Türkiye kupası var önde öyle ya da böyle bir kupa. Geçen sezon üç kupasının ikisini Beşiktaş aldı. Yani herkesin öldüğü dediği yerde üç kupa vardı ortada iki tanesini Beşiktaş aldı. Dolayısıyla yine aynısını yapabilecek bir ruh haline bürünmeleri gerekiyor. Bu Galatasaray derbisi de bunun için Beşiktaşlı futbolcu adına bir fırsat yoksa son şansı olanları hissediyorum ben artık.

duhuliye.com/ röportaj

Hbr1903

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR.