Çıkacağımız çakıl taşı dolu yolların ilk adımını bu maçla atıyoruz... Önüne bir çizgi çizilmiş, Her adımını o çizgiye vurursan, yolu bilimsel olarak kısaltmış olursun Hele bir de dikine dikine yürürsen, tadından yenmez! Konya, Lyon, G.Saray maçları birbirinin içinde Nasıl başlarsak, öyle gideriz Eldeki olanaklarla en doğruya yakın bir kadroyu yakalamış Bronckhorst...
Artık iş, taktik girişimler ve topçunun performansına kalıyor... Semih açmazı da giderilmiş, hadi hayırlısı... Maçın kalabalıklığına bakarsak, iştahı yüksek bir maça giriş yaptık İlk salvo, ceza sahasına kamikaze gibi giren Masuaku'dan geldi... Giriş iyiydi de dalışta problem yaşadık... 20. dakika itibarıyla bir gol girişiminde bulunmadık...
Bir frikik var... Silkelenip "top oynamak istiyorum" diyecek topçular arıyoruz bu dakikalarda... Ve kalite... Kalite her şeydir... Rafa, orta sahadan kaptığı topla müdahalelere ve faullere rağmen kendini bırakmadı bazıları gibi! Solda bekleyen Semih'e yuvarladı topu... Koşu mesafesi, patlama gücü falan bilmem, ben adam penaltı yaptırdı işte...
Semih'i oynatmadığında ne söylediysek, köşemize astık... Ciro da tabelaya 1-0... Golden sonra nefes alıp tekrar dalmak için fırsat kolladık ama iki üç net pozisyonu bildiğiniz ezdik... Tam ilk yarı bitiyor derken, topla çıkamayan Konya savunması Muçi'nin araya girmesiyle dengesini kaybetti... Rafa Silva da usta işi dokunuşlarla ayarlarını bozdu... 2-0.
İkinci yarının ilk çeyreği bittiğinde akılda kalan tek hareket, Mert'in sakatlanma pahasına çıkardığı toptu... Konya risk alıp üstümüze geldikçe, arka tarafı boş bırakıyordu haliyle, de bizim gelişlerimiz istediğimiz gibi olamıyordu... Bu tarz maçlarda boş alan yakaladığında nasıl oynanması gerektiği idmanlarda çokça tekrarlanmalı...
55 ila 75 arası herhalde 7-8 pozisyon var, üçe iki, üçe üç... Hepsi yıldızlara valla... Atmosferi yüksek maçlarda böyle fırsatları yakalarsın, bir tane aramazsan kahrolursun... Benden söylemesi... 90'a dayandığımızda (yaş olarak değil, dakika olarak), temkinli, dikkatli ve daha sağlam basarak zamana oynadığımız doğrudur... Evet! Üçlü saç ayağının ilk ayağı kırıldı... Önümüze bakıyoruz... Tribünlerin haykırdığı gibi... İnanın çocuklar... Yeter ki inanın...
Akşam/ Alen Markaryan